içli ne demek?
- 4 sözlük, 4 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
içli anlamı
sf. 1. İçi dolu (taneli sebze veya kuru yemiş). 2. mec. Kolay duygulanıp incinen, duygulu, hassas, hisli: "Annem evlatlarının bu kayıtsızlığına karşı içli bir hâlde günden güne fazla üzülüyor ve bitiyordu." -Y. K. Beyatlı. 3. mec. Duygulandıran, etkili: "Denize uzanan demir iskelenin ucuna gidip içli şiirler okurduk birbirimize." -H. Taner.
sf. 1. İçi dolu (taneli sebze veya kuru yemiş). 2. mec. Kolay duygulanıp incinen, duygulu, hassas, hisli: "Annem evlatlarının bu kayıtsızlığına karşı içli bir hâlde günden güne fazla üzülüyor ve bitiyordu." -Y. K. Beyatlı. 3. mec. Duygulandıran, etkili: "Denize uzanan demir iskelenin ucuna gidip içli şiirler okurduk birbirimize." -H. Taner.
Kişi Adları Sözlüğü
İçli anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
Kolay duygulanan, duygulu, hassas.
Cinsiyet: Kız
Kolay duygulanan, duygulu, hassas.
Cinsiyet: Erkek
Kolay duygulanan, duygulu, hassas.
Cinsiyet: Kız
Kolay duygulanan, duygulu, hassas.
Türkçe - İngilizce
içli anlamı
sıfat
1) sensitive
2) sentimental
3) emotional
4) weepy
5) romantic
6) soulful
sıfat
1) sensitive
2) sentimental
3) emotional
4) weepy
5) romantic
6) soulful
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
içli anlamı
Bumbar dolması.
Bumbar dolması.
*Merzifon -Amasya
içli eş anlamlısı
duygulu
sf. Duygusu, duyarlığı çok olan, kolay duygulanan, içli, hassas: "Doktorlukta fazla duygulu olmaya yer yoktur ama, duygusuz görünmeye de hiç!" -N. F. Kısakürek.
sf. Duygusu, duyarlığı çok olan, kolay duygulanan, içli, hassas: "Doktorlukta fazla duygulu olmaya yer yoktur ama, duygusuz görünmeye de hiç!" -N. F. Kısakürek.
etkili
sf. Etkisi olan, tesirli, müessir, patetik: "Hayli etkili bir yer altı çalışması yapılıyormuş." -A. İlhan.
sf. Etkisi olan, tesirli, müessir, patetik: "Hayli etkili bir yer altı çalışması yapılıyormuş." -A. İlhan.
hassas
sf. 1. Duyum ve duyguları algılayan: "Halıda kaybolan ayak seslerini evvela Peregrini'nin hassas kulakları sezdi." -H. E. Adıvar. 2. Çabuk duygulanan, duygun, duyar, duyarlı, içli, alıngan: "İri yarı bir adam olmakla beraber pek hassastı." -A. Gündüz. 3. Çabuk etkilenen: "Düşmanın en hassas ve mühim noktası orası idi." -Atatürk. 4. Yapımı ve bakımı özen isteyen, aksamadan çok doğru çalışan, kesin ölçüler gerektiren işlerde kullanılan (alet): Hassas terazi.
sf. 1. Duyum ve duyguları algılayan: "Halıda kaybolan ayak seslerini evvela Peregrini'nin hassas kulakları sezdi." -H. E. Adıvar. 2. Çabuk duygulanan, duygun, duyar, duyarlı, içli, alıngan: "İri yarı bir adam olmakla beraber pek hassastı." -A. Gündüz. 3. Çabuk etkilenen: "Düşmanın en hassas ve mühim noktası orası idi." -Atatürk. 4. Yapımı ve bakımı özen isteyen, aksamadan çok doğru çalışan, kesin ölçüler gerektiren işlerde kullanılan (alet): Hassas terazi.
hisli
sf. Duygulu, içli: "Gayet hisli bir adam olduğundan hasretini birlikte çekmiştik." -R. H. Karay.
sf. Duygulu, içli: "Gayet hisli bir adam olduğundan hasretini birlikte çekmiştik." -R. H. Karay.
"içli" için örnek kullanımlar
Sanırım, bu dizide 'o mahsun, temiz ve içli bakışlarıyla' rol kesecek.
I think the series 'o mahsun, clean and sensitive gaze' role in the cut.
Kaynak: cadde.milliyet.com.trKendime ait bir dünyamın olması; kendimi yenilemem ve yaratıcı olabilmem için de önemli. İçli dışlı olmayı sevmem zaten.
I have owned my world, I renew and creative in order to be important. Anyway I do not like to be intimate with.
Kaynak: haberler.comKahvenin önündeki piyanoyu kurcalayan Susmuş, kendisiyle inceden dalga geçen mahalleliyi içli bir şarkıyı seslendirerek susturuyor.
Modifies the coffee in front of the piano, silent, silently mocking him a sentimental song seslendirerek quiets the neighborhood.
Kaynak: haber7.comHeykelleri ve yerleştirmeleriyle tanınan Weiwei, 2011 yılında Çin tarafından alıkonduğu 81 gün boyunca müzikle içli dışlı olmuş.
Sculptures and recognized yerleştirmeleriyle Weiwei, detained by the Chinese in 2011 was intimate with the music for 81 days.
Kaynak: aksam.com.trCoxinha, Brezilya 'nın içli köftesi olarak adlandırılan bir yiyecektir. İçerisinde tavuk bulunan özel bir un un dışının galete unu ile
Kaynak: Coxinha
Kaynak: Coxinha
Beyaz bir kaymağın içinde yatan, içi fıstık ya da cevizle dopdolu olan, irmikten yapılmış, içli köfteye benzeyen bir tatlıdır.
Kaynak: Kerebiç
Kaynak: Kerebiç
Onun şevkli, samimi güfteleri, şiddetli duygusal fakat sadece içli olan tarzı onu Slovenya'da Romantik okulunun baş temsilcilerinden
Kaynak: France Prešeren
Kaynak: France Prešeren
Günümüzde herhangi bir müzik türü, bu şekilde isimlendirildiğinde, bu eser genel tanım olarak, o müzik türünün yavaş ve içli biçimi
Kaynak: Balad
Kaynak: Balad
Şah yönetiminin halk arasında popüler olmaması ve son zamanlarda Şah'ın özellikle ABD'li yetkililerle fazlaca içli dışlı olması sayılabilir.
Kaynak: İran İslam Devrimi
Kaynak: İran İslam Devrimi
Conlig , County Down 'da büyüyen Irvine motor sporlarıyla içli dışlı olan ebeveynlerinden etkilenmiş ve kariyeri boyunca babası Edmund Sr.
Kaynak: Eddie Irvine
Kaynak: Eddie Irvine
Sıfat olarak esin dolu, coşkun, içli bir dili bulunan anlamlarında kullanılan lirik sözü, bu niteliği taşıyan düzyazı ürünleri de niteler
Kaynak: Lirik şiir
Kaynak: Lirik şiir
Take That'in dans odaklı pop parçaları ve içli balladları 1990'lı yılların ilk yarısında İngiltere listelerine hâkim oldu. Ayrıca, 1993'
Kaynak: Take That
Kaynak: Take That
Bu eserler, ince bir mizah duygusu ve içli bir gerçekçilikle İskoç köylülerinin hayat ve törelerini dile getirmektedir. Barrie'nin gerçek
Kaynak: James Matthew Barrie
Kaynak: James Matthew Barrie
Doğayı izlenimci bir gözle, ülke gerçeklerini ve bireysel duygulanışları içli bir duyarlılığın sezgileriyle ve öznel bir bakışla,
Kaynak: Ömer Bedrettin Uşaklı
Kaynak: Ömer Bedrettin Uşaklı
9th Wonder'ın Al Green ve Curtis Mayfield 'den samplelar kullandığı yumuşak ve içli bir soundu vardır Kullandığı bas ritmlerini - DJ
Kaynak: 9th Wonder
Kaynak: 9th Wonder
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
