Sayın başkan o dönem '
İmkân olsa da Drogba'yı alabilsek' dedi.
Mr President, that the term 'even though Drogba could take up possibilities, "he said.
Kaynak: spor.bugun.com.tr'Kendi imkânlarımızla, devletimizden
imkân beklemeden yapacağız' diyoruz.
'Own means, without waiting for the opportunity our government will' call.
Kaynak: radikal.com.trBuda Rusya'daki iş dünyasında daha aktif hareket etmemize
imkân sağlıyor.
Allow us to engage more actively in the business world makes the Buddha in Russia.
Kaynak: haberrus.comBu da ülke ve şirket bazında arzın daha rahat yönetilmesine
imkân veriyor.
This is the basis of the country and the company offers excellent opportunities for supply management more convenient.
Kaynak: haberler.comFizikçi, fizik ile uğraşan, bu konuda eğitim görmüş, veya fizik alanında önemli gelişmelere
imkân vermiş olan kişilerdir.- Kategori:
Kaynak: Fizikçiyüzyılda yaşamış olduğu olası ve bir efsane olması
imkân dahilinde olan Romalı generaldir. Coriolanus lakabını "Volskiani"ler elinde
Kaynak: CoriolanusDokunmatik teknolojisi, elektronik cihazların parmak veya özel kalemler vasıtasıyla hafifçe dokunarak kumanda edilmesine
imkân verir.
Kaynak: DokunmatikDağ geçidi, bir dağ ya da tepe sırasında, bir taraftan öbür tarafa geçişe
imkân tanıyan alçak noktaya verilen isimdir. Geçilen sırayı
Kaynak: Dağ geçidiAğ pazarlama veya çok katlı pazarlama, şirket lerin kendi imkânları yerine bireylere
imkân sağlayarak ürünlerini pazarlama yöntemidir.
Kaynak: Ağ pazarlamaKontak anahtarı, bir aracın elektrik sisteminin kontrol edilebilmesine
imkân tanıyan eleman. Durumları: Kontak anahtar ı iki pozisyonda
Kaynak: Kontak anahtarıGiFi, saniyede 5 Gbps veri iletişimine
imkân tanıyan WiFi teknolojisinin yerine geçecek kablosuz ağ teknolojisi. NICTA (Avustralya Ulusal
Kaynak: GiFiOlanak, gündelik dilde
imkân ve olabilirlik olarak kullanılan bir felsefe kategorisidir. Felsefe kategorisi olarak bir şeyin olabilir
Kaynak: OlanakYollara veya düşman tank larının muhtemel geçiş istikametleri üzerine konan ve içine düşen tankların tekrar dışarı çıkarılmalarına
imkânKaynak: Tank tuzağıBir boyutlu ,yüzey ve üç boyutlu (tetra ve hexa ) kaliteli mesh yaratma konusunda kullanıcıya birçok
imkân sunar. Montaj için kullanılan
Kaynak: HypermeshTayf çizgileri nin incelenmesi bulutun kimyasal bileşiminin anlaşılmasına
imkân sağladığı gibi, bulutta mevcut çeşitli atom ya da iyon
Kaynak: Büyük Patlamauçaklarının yerini alabilecek yeni nesil hava taşıtlarının yurtiçi
imkân ve kabiliyetler ile tasarlanarak prototiplerinin üretilmesi amaçlanmaktadır.
Kaynak: TUSAŞ TF-X ProjesiYoğunluk, herhangi bir cismin hacminden kütlesinin veya kütlesinden hacminin hesaplanabilmesine
imkân sağlar. Kütle hacimle yoğunluğun
Kaynak: YoğunlukBu özellik, tembel değerlendirmeli dillerde farklı bir yaklaşımı kullanabilmeye
imkân şağlar.
imkân tanımazken böyle bir işlev, tembel
Kaynak: Tembel değerlendirmebirbirlerinin tam üzerine geldikleri ve birleşmelerine
imkân tanımayacak ölçüde bir devim niceliğine sahip oldukları zaman meydana gelir.
Kaynak: Etkileşen galaksiCam, çoğunlukla saydam veya yarısaydam halde kullanılan, genellikle sert, kırılgan olan ve sıvıların muhafazasına
imkân veren inorganik
Kaynak: Camülkesinde uzun dönemli koordinasyonlu stratejik yörel ekonomik planlamaya
imkân sağlamak ve eğer varsa kolaylaştırmak amacı ile kurulmuştu.
Kaynak: İngiltere'nin bölgeleriBu hizmet için çalışan Halkevlerini devlet,
imkân elverdiği kadar koruyacaktır." "Halkevleri, etkin olarak varlık gösterdiği 1932-1953
Kaynak: Halkevlerituristik hareketlere
imkân vermek maksadıyla, milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma sahaları ve orman mesire
Kaynak: Millî park