Çünkü bir insanın ne zaman enfekte olduğunun bilinmesine
olanak yok.
When a person known to be infected because they do not have to.
Kaynak: timeturk.comYani yaklaşık 9 saat boyunca kesintisiz video izlemenize
olanak veriyor.
So about 9 hours a day allows us to keep track of continuous video.
Kaynak: stargundem.comMaliyetin düşmesine
olanak sağlayacak yeni çalışmalar yapılıyor.
Cost of the new work is being done to allow to fall.
Kaynak: stargundem.comTemettü dağıtımına
olanak sağlarsa Karamehmet'in cebine para girecek.
To the dividend payment provides the Karamehmet will be money in your pocket.
Kaynak: haber.gazetevatan.comMağara, yüzeyle bağlantısı olan ve gün ışığı ile bağlantısı kaybolacak derinliğe ve en az bir insanın sürünerek girebilmesine
olanakKaynak: MağaraLaboratuvar, bilimsel araştırmaların, deneylerin ve ölçümlerin kontrollü bir şekilde yapılabilmesine
olanak veren tesistir. Laboratuvar
Kaynak: LaboratuvarDağıtıcı (İngilizce : switch), bilgisayarların ve diğer ağ öğelerinin birbirlerine bağlanmasına
olanak veren ağ donanımlarından biridir.
Kaynak: Ağ anahtarıkişi tarafından 1980 'li yılların başlarında bulunan, serbest paraşütlerle yamaçlardan koşarak kalkmaya
olanak sağlayan bir ekstrem spor türü.
Kaynak: Yamaç paraşütüMoleküler bulut, yoğunluğu ve boyutu özellikle moleküler hidrojen (H 2) olmak üzere, moleküllerin oluşumuna
olanak tanıyan bir çeşit
Kaynak: Moleküler bulutArama motoru optimizasyonu (Search Engine Optimization), arama motorlarının web sayfalarını daha kolay bir şekilde taramasına
olanakKaynak: Arama motoru optimizasyonuTelegün ya da Teletekst televizyonlarda interaktif işlemler yapılmasına
olanak sağlayan teknolojidir. Bu teknolojiyle televizyondan borsa
Kaynak: TelegünHamachi internet üzerinden sanal ağ oluşturmaya
olanak sağlayan bir bilgisayar yazılımıdır. Premium ve Basic sürümleri mevcuttur.
Kaynak: HamachiKoşullu olasılık kavramı, bir olayın gerçekleşme olasılığının hesaplanmasında ek bilginin kullanılmasına
olanak tanır. Örneğin bir kişinin
Kaynak: Koşullu olasılıkSon dönemlerde birçok üniversite de uygulanmaya başlanılan %50 si ortak ders içeren 2 farklı dalda eğitim mezunu olabilemeye
olanak sağlayan
Kaynak: Çift Anadal ProgramıThe Xbox Live Marketplace (XBLM) Xbox Live üyelerine paralı veya promosyonal içeriklerin indirilmesine
olanak sağlayan Microsoft 'un Xbox
Kaynak: Xbox Live MarketplaceOrijinal dokümanı değiştirmeden, yeni bir doküman oluşturmaya
olanak sağlar. Örnek: XSLT Dönüşümü: Dönüşüme uğrayacak XML dosyası A B C D
Kaynak: XSLTGerm hücresi, eşeyli üreyen bir organizma nın gamet oluşturmasına
olanak veren herhangi bir biyolojik hücre ye verilen isim.
Kaynak: Germ hücresiBaşka türlü olamayan, olumsal olmayan ya da olmaması
olanak lı olmayan durum; olduğundan başka türlü olamayacak olma durumunu dillendiren,
Kaynak: ZorunlulukBaskül köprü, açılabilir kanatları olan ve kanatları açıldığında altından deniz taşıtlarının geçişine
olanak tanıyan hareketli köprü tipi.
Kaynak: Baskül köprübaşlıkları, geçişleri, müziği ve hatta anlatımı olan ev filmleri ve slayt gösterileri hazırlamaya
olanak tanıyan bir Windows Vista özelliğidir.
Kaynak: Windows Movie MakerKriptografi de çalışma kipleri, bir blok şifre nin tek bir anahtar altında güvenli bir şekilde tekrarlı kullanımına
olanak veren
Kaynak: Blok şifre çalışma kipleriSessiz kalma hakkı , bireyin kendi aleyhine tanıklık etmemesine
olanak veren bireysel hak. Sessiz Kalma , bir Alpay albümü. Sessiz Kalma ,
Kaynak: Sessiz KalmaSusma hakkı veya konuşmama hakkı, bireyin kendi aleyhine tanıklık etmemesine
olanak veren bireysel hak . Temel olarak "Hiçbir şüpheli veya
Kaynak: Susma hakkı