Benim inancım, savaşsız bir ortamda mayınlar illetinden kurtulmak çok daha
olanaklı olacaktır.
My faith in an environment without war mines, much more will be possible to get rid of illetinden.
Kaynak: diyarbakirsoz.com35 güne varan pil ömrü ile öne çıkan Nokia 105 cep telefonu ile uzun süre konuşmak ya da mesajlaşmak
olanaklı.
Outstanding battery life of up to 35 days with the Nokia 105 mobile phone or texting it possible to talk about for a long time.
Kaynak: letsgomobile.orgArdından şu an özellikle hücum anlamında büyük katkıları olabilecek Adrian ve Alanzinho'dan yararlanılmamasını anlamak
olanaklı değil.
Then, at the moment, especially in terms of attack is not possible to understand the great contributions that may be yararlanılmamasını Adrian and Alanzinho'dan.
Kaynak: sabah.com.trMakine öğrenimi, bilgisayar ların algılayıcı verisi ya da veritabanları gibi veri türlerine dayalı öğrenimini
olanaklı kılan algoritma
Kaynak: Makine öğrenimiadalet teorisinde tanımlandığı üzere, temel haklar, hürriyetler, bir toplumda bölüşümü
olanaklı kılan gelir ve servet birincil malları oluşturur.
Kaynak: Birincil mallarEğer bir önerme tasarlanan
olanaklı durumların hepsi için doğru ise o önermeye bütün
olanaklı dünyalarda doğru ya da zorunlu önerme denir.
Kaynak: ZorunlulukEmmeline'in babasının ve kendisinin verdiği paralar Stieglitz'in çalışmadan yaşamasını
olanaklı kıldı. 1893'ten 1896'ya kadar American
Kaynak: Alfred StieglitzAcı çekme, isteme, bekleme, düş kırıklığına uğrama, korkma gibi belli bir nesnesi bulunan bütün “geçişli” yaşama edimlerini
olanaklı kılan
Kaynak: BilinçYaşamı kolaylaştırmanın ötesinde; onu
olanaklı da kılan gündelik bilginin kaynağı yaşantının kendisidir. Deneyimlerden, yaşantılardan
Kaynak: Gündelik bilgigelişen BT sistemleri ile (örneğin müşteri bağlılık kartları ile elde edilen alışveriş bilgisi) daha iyi anlaşılmasının
olanaklı hale gelmesidir.
Kaynak: Alıcıya yönelik pazarlamaBu güçlendirme ile açıklıkların daha küçük kesitlerle geçilmesi
olanaklı olmuştur. Elemana yerleştirilen çeliğe sonradan veya önceden
Kaynak: Betonarmegerçeklenmesini
olanaklı kılması, gerçeklenen devre açık durumda fakat işlem yapmazken neredeyse güç tüketmemesi gibi önemli özelliklerdir.
Kaynak: CMOSönemli bir kilometre taşı olup, önemli sayıda kronik psikiyatri hastasının hastaneler dışında veya evde bakımlarını
olanaklı hale getirmiştir.
Kaynak: AntipsikotikKısa dalga radyo iletişimi üzerine yaptığı çalışmalarla modern uzun erimli radyo yayımcılığının gelişmesini
olanaklı kıldığı için,
Kaynak: Guglielmo Marconi1822 yılında, polinom işlevlerin (fonksiyonların) değerlerinin hesaplanmasını
olanaklı kılacak, Fark makinesi adını verdiği aygıtın
Kaynak: Charles BabbageBu kayıtsız şartsız kabul ettirmek, pratikte ancak, karşı tarafının askeri gücünü tümüyle imha etmekle
olanaklı olacaktır. Yüzyıllardır
Kaynak: Topyekün savaşşekillerine dayalı bir tasarım, nesne arayüzleri (interface) değiştirmeden farklı ya da daha karmaşık davranışların kullanılabilmesini
olanaklı kılar.
Kaynak: Tasarım örüntülerik için
olanaklı değerler 1, 2 , 3, 4 , 5 ,6 olup zarın her atılışında belirlenmiş bir sayı gelmesi için olasılık 1/6dir. Eğer ayrık tekdüze
Kaynak: Tekdüze dağılım (ayrık)büzülebilir, ancak ortası delik bir simitte bu
olanaklı değildir, delik var oldukça bazı lastikler simit yüzeyinde kalarak bir noktaya büzülemez.
Kaynak: Poincaré sanısıGünümüzde kişisel bilgisayarlarda her türlü eski bilgisayar ve oyun sisteminin taklit edilmesi
olanaklı hale gelmiştir. Sadece kişisel
Kaynak: Öykünmenoktasında ideolojiyi değerlendirmenin
olanaklı olmadığını ileri sürer. İkinci yaklaşım bunun tam tersi olarak, meseleye epistemoloji
Kaynak: İdeoloji kuramıMaser ve laser in geliştirilmesini
olanaklı kılan kuvantum elektroniği araştırmalarıyla, Rus Mihayloviç Prohorov ve ABD 'li Charles H.
Kaynak: Nikolay Basov