kırılmak (nsz) 1. Kırma işine konu olmak, bir veya birçok parçaya ayrılmak. 2. Bükülerek kat yeri oluşturmak. 3. Savaş, bulaşıcı hastalık sebebiyle çok sayıda insan ölmek. 4.
(-e) Birine karşı kırgın duruma gelmek, gücenmek, incinmek. 5. Kırgınlık duymak:
"Bana ne oluyor bugün? Donuyorum, her tarafım kırılıyor." -S. F. Abasıyanık. 6.
mec. Soğuk, rüzgâr vb. eski gücü kalmamak, azalmak, yatışmak. 7.
mec. Cesaret, umut, onur azalmak, yok olmak:
"Kapıdan içeri ilk adımını atınca birdenbire cesareti kırıldı." -P. Safa. 8.
(-den) mec. Ağaç, dal üzerinde meyve, çiçek, yaprak çok olmak. 9.
fiz. Saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçen bir ışın, doğrultu değiştirmek.