iskarpin anlamı İt..scarpino
Ökçeli, konçsuz ayakkabı:§
"Çifte merdivenin beyaz basamaklarında çocuğun rugon iskarpinleri gıcırtılar ve akisler bırakıyordu." -Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar Ki, 173. §
"Çoraplarını, iskarpinlerini çıkarmış bir eli partnerinde parkenin üzerinde zıplıyordu." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri
ayarlama Enstitüsü, 332.§
"Getirdiği iskarpinleri de giydi." -Peyami Safa, Sözde Kızlar, 15. §
"Gravarını, ipek mendilini, parlak iskarpinlerini gösterir." -
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 7. §
"Sırtında bonjur biçimi tirşe kumaştan ceketi, ayaklarında fiyonklu rugan iskarpinleri ve başında kenarlarından kumral saçlarının perçemleri fışkıran hafifçe yana eğik koyu renk, yumuşak fesiyle önümden gelip geçişini seyrettiğim iki dirhem bir çekirdek adamı...." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 143. "
…kalın altlı açık iskarpinleri içinde bir kadın çıktı." -Adalet Ağaoğlu, Göç Temizliği, 83. § "
Potini, iskarpini toz tutmaz; oldukça hızlı yürür." -Ahmet Rasim, Eşkâl-i Zaman, 61. § "
Bir davette, salonda kimse yokken iskarpinlerini pantolonunun baldır kısmına sürterek parlatmakta ve burnunu karıştırmakta mahzur görmeyen bir insan." -Necip Fazıl Kısakürek, Aynadaki Yalan, 28. §
"Birimize İstanbul'dan iskarpin getirse üçümüze de getirirdi."-Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 245. § "
Bir ara çıkartıyor iskarpinlerini, çorapların, yalınayak dans ediyor." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 417.