istasyon anlamı
is. 1. Tren, metro durağı: "Hep birlikte ilk istasyonda inerek karakola gitmişlerdi." -Ç. Altan. 2. Araştırma kuruluşu: Meteoroloji istasyonu. Tohum ıslah istasyonu. 3. Satış, bakım, aşı vb. işler yapılan kuruluş veya yer: Trafik muayene istasyonu. Aşı istasyonu.

istasyon anlamı
isim
1) station
2) stop
3) station house
4) stopping place

istasyon anlamı Fr.station
1. Tren durağı: § "Anadolu kasaba istasyonlarının birkaç petrol lambası altında toplanmış yalnızlıklarını andıran bir iç çekilişle buğulu camları..." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 234. § "Türkçeye geçmiş olan "vapur, istasyon, tiren, fonograf, salon" gibi kelimeler Türkçü ve İslamcılar tarafından da kullanılmaktadır" -Ziya Gökalp, Terbiyenin Sosyal ve Kültürel Temelleri, 34. § "İstasyonun arkasındaki alanda, bir vitrinin içinde, kesilmiş, yolunmuş piliçler sıra sıra duruyor." -Adalet Ağaoğlu, Üç Beş Kişi, 16. § "Bir mavunaya dolduracağım doğru Haydarpaşa istasyonuna." -Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 38. § "Fakat yine Lausanne istasyonundan geçen Alman mecruhinine, yanında asil bir ihtiyar kadınla beraber bir demet çiçek takdim eden Türkü..." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 108. § "İstasyonda trene kucakta bindirildin." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar III, 46. § "İstasyondan buraya kadar yürümek yordu." -Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, 50. § "İstasyonda ne görsem iyi?" -Necip Fazıl Kısakürek, Cinnet Mustatili, 101. § "Kızıl toprak banliyö servisinin ilk istasyonu." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 68. § "Konuşmadan istasyona gidiyoruz, görevini başarmış insanlar gibi." -Orhan Pamuk, Sessiz Ev, 34. § "Augustin Meaulnes adında bir çocuk, okuduğu köy okulundaki öğretmenin kayın babası ile kayın anasını şimendifer istasyonundan alıp getirmek üzere bir arabaya binip giderler." -Nurullah Ataç, Söyleşiler, 16. § "istasyon: Demir yolu arabalarının durduğu yer, eğlenecek yer. (Mevkif)." -Ali Seydi, Lugât-i Ecnebiye. 2. Araştırma kuruluşu: § "Bu istasyonlara zarif bir şekil vereceğiz." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri ayarlama Enstitüsü, 247. § " İstasyon Emniyet Amirliği kaçtığımı bilmedi." -Adalet Ağaoğlu, Üç Beş Kişi, 372. § "…radyoda hangi ulusal istasyonu çevirsen adını bile bilmediğin…" -Attila İlhan, Aydınlar Savaşı, 205. 3. Satış, bakım, aşı gibi işler yapılan kuruluş veya yer: § "Gelibolu'nun sarp dağlarının kolay kolay izin vermediği naklen yayını ve kablosuz telefon iletişimini sağlamak üzere tören sırasında kullanılacak bir mobil istasyon, üzerinde dev bir antenle park edebileceği uygun yeri arıyordu." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 276. 4. Radyo kanalı: § " -Ağabey, size neşeli bir istasyon arayayım mı?" -Peyami Safa, Yalnızız, 37. § "İç telefonda radyo servisi-mısır olayları dolayısıyla atıp tutan Fransızca bir istasyon yakaladık ne dersiniz? -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 303.

İstasyon anlamı
Samsun ili, merkez ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.