işporta anlamı İt..sporta
1. Gezici satıcıların mallarını koymaya yarayan yayvan sepet veya bu işi gören, ona benzer araç, sergi: § "
Şurada, işportacılar içinde Ohennes'in kahvehanesinde." -Ahmet Midhat Efendi, Müşahedat, 65. § "
PeşTamal örtülü yayvan işportasını basında kırıta kırıta taşıyan kestaneciden son unnabları alırlardı." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar I, 61. § "
Bu kitapların yanı başında, açık işportalarda, içimizdeki değişimin intibak arzusunun yeni bir iklimde kendimizi..." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 47. § "
O, açlıkla karışık işporta malı kırıntı düşüncelerin eseridir." -Necip Fazıl Kısakürek, İhtilal, 20. 2. Açıkta yapılan satış: § "
Hani dilimizde ‘işportaya düşmek' diye bir söz vardır" -Adalet Ağaoğlu, Başka Karşılaşmalar, 208. § "
Henüz günlük bilgilerimizin işportasına düşmemiş." -Peyami Safa, 20. Asır Avrupa ve Biz, 15. §
"… dümdüz, fakat iki tarafından asılı terazili, işportalı yoğurtçu…" -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 430.