öldürmek (-i) 1. Bir canlının hayatına son vermek:
"Öldüreceği, laf söyleteceği adamı diri diri fırına kor, gözünün önünde yakardı." -Ö. Seyfettin. 2. Bitkinin solarak kurumasına sebep olmak:
Susuzluktan çiçekleri öldürdü. 3. Çok üzmek:
"Ölüm bir eve girince sağ kalanları da biraz öldürüyor." -P. Safa. 4. Aşırı yormak. 5. Boşuna geçmek:
Bütün bir günü öldürdük. 6. Ölmesine yol açmak:
Bu adamı içki öldürdü. 7. Sağlığını bozmak, rahatsızlık vermek:
Bu hava bizi öldürüyor. 8.
mec. Yok olmasına, ortadan kalkmasına, azalmasına yol açmak:
Savaş birtakım sanayi kollarını öldürdü. 9.
mec. Etkisini ve gücünü azaltmak:
"Sırf kendi için okuyan, gezen, eğlenen bir aydın, kendini yaşarken öldürmüyor mu?" -H. Taner. 10.
mec. Bazı şeylerin diriliğini, tazeliğini veya sertliğini gidermek:
Soğanı tuzla ezip öldürmek.