ivaz anlamı is. esk. 1. Ödün. 2. huk. Edim. 3. Karşılık: "Bugün canım yolda koyam, yarın ivazın veresin." -Yunus Emre.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
ivaz anlamı Düşmanlık, hasımlık.
Karaviran köyleri *Bozkır -Konya
ivaz eş anlamlısı
edim is. 1. Yapılmış, gerçekleşmiş iş, amel, fiil: "Günlük yaşamımıza şöyle bir baksak her edimimizin altında umutluluk bulunmadığını görürüz." -M. C. Anday. 2. fel. İnsan davranışı. 3. huk. Alacaklının isteyebileceği ve borçlunun yapmak zorunda olduğu davranış, ivaz. 4. ruh b. Belirli bir durumla karşılaştığı zaman kişinin yapabildiği davranış.
karşılık is. 1. Bir davranışın karşı tarafta uyandırdığı, gerektirdiği başka davranış, mukabele: "Haykırışlarına etraftan karşılık gelmiyordu." -H. R. Gürpınar. 2. Bir dildeki bir sözü başka bir dilde aynı anlamda karşılayan söz. 3. Cevap, yanıt. 4. Bir şey alınırken karşı tarafa verilen başka şey, bedel: "Bir buçuk aylığının karşılığı olan üç yüz lira hatırı sayılır bir para idi." -R. H. Karay. 5. Bir iş için ayrılmış para, ödenek, tahsisat.
ödün is. Uzlaşmaya varabilmek için hak, istek veya savlarının bir bölümünden, karşı taraf yararına vazgeçme, ödünleme, ivaz, taviz: "Kalabalığa verilen her ödün, verenleri kendi benliğinden, kişiliğinden uzaklaştırıyor." -N. Cumalı.