çekilmek (nsz) 1. Çekme işi yapılmak:
"Ağlar çekiliyor dalyanlarda." -O. V. Kanık. 2.
(-e) Kendini geriye veya bir yana çekmek. 3.
(-den) Bir işten, bir görevden kendi isteğiyle ayrılmak, istifa etmek:
"Hiçbir zaman mebusluktan çekilmek niyetinde değilim." -T. Buğra. 4. Azalmak. 5. Yok olmak:
İneğin sütü çekildi. 6.
(-e) Bir yere geçmek:
"Bir köşeye çekilerek ben de bir çay getirttim." -R. N. Güntekin. 7. Bir yerden uzaklaşmak, bir yere uğramamak:
"Dükkân karmakarışık, mallar bayat, kibar müşteriler birer birer çekiliyor, ayaktakımı her gün artıyor." -H. E. Adıvar. 8. Geri gitmek, ricat etmek. 9.
(-den) Katılmamak, vazgeçmek:
Yarışmadan çekildi. 10. Katlanmak, üstlenmek, tahammül etmek:
"Tabii kuaför salonu da çekilmez oluyor, sen konuşup güldürmeyince milleti." -E. Şafak. 11. Tartılmak. 12. Parça hâlindeki et kıyma biçimine getirilmek. 13.
mec. Uzaklaşmak, araya mesafe koymak:
"Yalnız ben baştan boş bulundum, buna fazla sokuldum. Şimdi çekildiğimi de belli etmek istemiyorum." -F. R. Atay.