baki sf. (ba:ki:) esk. 1. Sürekli:
"Dünyada zaten ne bakiydi?" -Ö. Seyfettin. 2. Bir şeyden artan (miktar). 3. Öteki:
"Kale kapısından yalnız birini açık bırakarak bakilerini örmeye başlamışlardı." -O. S. Orhon.
kalıcı sf. 1. Sürekli, geçici karşıtı. 2. Her zaman geçerliğini sürdürecek olan. 3. Bir süre için belli bir yerde kalan, konuk, gidici karşıtı.
ölümsüz sf. 1. Hiçbir zaman ölmeyecek olan, ebedî, layemut:
"Nerede o süngü takmış birliğinin önünde ölümsüz gibi saldıran genç subay?" -A. İlhan. 2. Hiç unutulmayacak, daima anılacak olan, ebedî:
"Ölümsüzlerden fışkıran ışık, karanlıkları bir anda dağıttı." -C. Meriç.
zevalsiz sf. Yok olmayan, ortadan kalkmayan, bitmeyen, kalımlı.