karışabilmek anlamı (-e, -le; nsz) Karışma imkânı veya olasılığı bulunmak: "İlgiyle izledi onları ama aralarına karışabilecek olsa bile bunu yapmak istediğini sanmıyordu." -E. Şafak.
"karışabilmek" için örnek kullanımlar
Dedektifler yurtdışında olmadıkları zamanlarda genellikle melon şapkalı ve bastonludurlar: görevleri sırasında yerel nüfusa karışabilmek Kaynak:Tenten'in Maceraları
demokrasi ve insan hakları için değil, kendi adamları olan milletvekilleri eliyle iç idareye daha rahat karışabilmek için istediği öne sürülmüştür. Kaynak:II. Abdülhamid