ara ne demek?
- 18 sözlük, 21 sonuç.
BSTS / Ayaktopu Terimleri Sözlüğü
ara anlamı İng. half-time Osm. haftaym Alm. Pause
Bir ayaktopu oyununun 45'er dakikalık iki dönemi arasında oyunculara verilen 15 dakikalık dinlenme süresi.
BSTS / Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu
BSTS / Ceza Yargılama Yöntemi Yasası Terimleri
ara anlamı İng. interruption, interval Osm.fasıla Alm.Unterbrechung Fr. interruption
Kimi nedenlerle duruşmanın bir süre bırakılması ile yeniden başlaması arasında kalan zaman.
BSTS / Cimnastik Terimleri Sözlüğü
ara anlamı İng. interval Alm. Zwischenraum Fr. intervalle
Toplu cimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları.
BSTS / Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü
ara anlamı İng. interval, intermission Osm.antrakt Alm. Pause Fr. entracte
Tiyatro gösterisi sırasında seyircilerin dinlenmesi için verilen ara.
BSTS / Kılıçoyunu Terimleri Sözlüğü
ara anlamı İng. Distance Osm. Mesafe Fr. Distance
iki kılıçoyuncusu arasında bulunması gereken en elverişli açıklık.
BSTS / Masatopu Terimleri Sözlüğü
ara anlamı İng. time-out Fr. arrêt
Üçüncü dönemle dördüncü dönem arasındaki dinlenme süresine verilen ad.
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
BSTS / Sepettopu Terimleri Sözlüğü
ara anlamı İng. time-out
Takımların oyun arasında aldıkları birer dakikalık dinlenme ve yönelge alma süresi. Bir takım bütün bir oyun süresince ancak dört ara alabilir. Bu ara dakikaları oyun süresinin dışında kalır.
BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü
ara anlamı İng. interval, (ABD) intermission Osm.antrakt Alm. Pause Fr. entr'acte
Sinem. Sinemalarda gösterim başlarında ya da ortalarında verilen ara.
BSTS / Tiyatro Terimleri Sözlüğü
ara anlamı İng. ınterval Alm. Pause Fr. entr'acte
Bir oyunda dinlenme süresi.
BSTS / Yöntembilim Terimleri Sözlüğü
ara anlamı İng. pause
Osm. mola
Bir görüşmede yanıtlayıcının yorulduğu ya da ilgisinin dağıldığı durumlarda uyanıklığı sağlamak üzere sorulamayı geçici olarak durdurma ya da çeşitlendirme, bakınız»
yoğulum.
BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü
ara anlamı
İki odayı bağlıyan koridor. (Kandilli *Bozüyük -Bilecik)
Divanü Lügati't-Türk
ara anlamı
ara, arasında
Güncel Türkçe Sözlük
ara anlamı
is. 1. İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe. 2. İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla. 3. Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi: "Son zamanlarda aralarının iyi olmadığının farkındayım." -E. Şafak. 4. Toplu bulunan nesnelerin veya kimselerin içi: "Aralarında anası babası ile Binnaz'ın da bulunduğu on sekiz işçiydiler." -N. Cumalı. 5. Aralık. 6. sin. ve tiy. Bir oyunda, bir filmde dinlenme süresi, antrakt. 7. sp. Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları. 8. sp. Futbol oyununun kırk beşer dakikalık iki devresi arasında verilen on beş dakikalık dinlenme süresi. 9. sp. Basketbol ve voleybolda takımların dinlenmek, taktik almak ve oyun alanlarını değiştirmek için kullandıkları süre.
Tarama Sözlüğü
ara anlamı
1. Mahal, mevki, mekan, yer. 2. Esna, sıra, vakit. 3. İçinde, arasında. 4. Orta, meydan.5. Bazen, vakit vakit, ara sıra.6. Aralık, mesafe.
Türkçe - İngilizce
ara anlamı
sıfat
1) intermediate
2) interim
3) intermediary
4) mediate
5) interlocutory
6) recessional
7) secondary
isim
1) interim
2) break
3) interval
4) interruption
5) recess
6) space
7) gap
8) intermission
9) interlude
10) distance
11) spacing
12) cessation
13) respite
14) lull
15) interspace
16) discontinuation
17) truce
18) breather
19) interregnum
20) check
21) discontinuance
22) surcease
23) discontinuity
24) recreation
25) chasm
26) spread
27) time lag
28) breathing-space
29) stand-down
30) time-out
31) 'tween
ön ek
1) bye-
2) meso-
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
ara anlamıAraya
Doğu Trakya
ara anlamıAralık, uzaklık, boşluk
Malatya
ara anlamıİlişki, samimiyet
Çüngüş, Çermik Diyarbakır
ara anlamıFasıla
Artvin Yusufeli Uşhum köyü
ara eş anlamlısı
açıklık is. 1. Açık olma durumu, aleniyet. 2. Uzaklık, mesafe:
"O köprünün açıklığı da hemen hemen aynı açıklıkta bizim köprüyle." -A. Kulin. 3. Bitki örtüsü olmayan, çıplak yer. 4. Boş ve geniş yer, meydanlık. 5. Gerçeği olduğu gibi yansıtma durumu:
Demokrasi bir açıklık rejimidir. 6.
ed. Bir söz veya yazıda maksadın açık olması özelliği, duruluk, vuzuh:
"Onlar bu faaliyetleriyle övünedursunlar konuşup yazmada açıklık erdemi yeter de artar bile gerçek aydınlara." -N. Uygur. 7.
fiz. Dürbün, fotoğraf makinesi vb. optik araçlarda ağız çapı, ışığın girebildiği delik.
Aralık öz. is. (aralığı) Iğdır iline bağlı ilçelerden biri.
aralık is. 1. İki şey arasındaki açıklık, mesafe:
İki masa arasında bir metre aralık var. 2. Sıra, vakit:
"O aralık açıkgözün biri de ayağımdan çıkan potini almış savuşmuş." -M. Ş. Esendal. 3. Uygun, elverişli durum, fırsat. 4. Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor. 5. Yılın on ikinci ayı, ilk kânun, kânunuevvel. 6. Ayakyolu. 7. Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas. 8.
sf. Yarı açık, tam kapanmamış. 9.
ekon. Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre. 10.
fiz. Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık. 11.
müz. Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk:
Portenin beş çizgisi arasında dört aralık vardır. 12.
sp. Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık.
boşluk is. 1. Oyuk, çukur, kapanmamış yer. 2. Boş olan yer:
"Utanmadan bıraktığı sakalında güve yeniği gibi boşluklar vardı." -İ. O. Anar. 3. Kesinti, kopukluk. 4. Boş geçen süre:
Bu boşluktan sıkılıyorum. 5. Eksiklik, yoksunluk duygusu:
"Bağlama telleri, tef zilleri ses verdikçe duvarlarda moda dergilerinin boşlukta kalan orta sayfalan süs fenerleri gibi bir o yana, bir bu yana döndü." -L. Tekin. 6.
mec. Yetersizlik:
"O günden bugüne olanları hatırladıkça insan ister istemez bu türlü çabaların hiçliğini, boşluğunu düşünmek zorunda kalıyor." -R. H. Karay.
fasıla is. (fa:sıla) Aralık, ara, kesinti:
"Kısa bir fasıladan sonra kadının sesi tekrar işitildi." -R. N. Güntekin.
mesafe is. (mesa:fe) 1. Ara, aralık, uzaklık:
"Beş kilometrelik mesafede yine konuşmadık." -R. H. Karay. 2.
mec. İlişkilerde çok içten olmama durumu, resmiyet. 3.
mat. Uzaklık.
"ara" için örnek kullanımlar
Galatasaray, Schalke 04 maçı hazırlıklarına
ara vermeden başladı.
Galatasaray, the preparations for the match FC Schalke 04 started without a break.
Kaynak: timeturk.comSanayicilerimiz yetişmiş
ara eleman ihtiyacı olduğunu ifade ediyorlar.
Search for trained personnel is in need of industrialists are expressed.
Kaynak: kentgazetesi.comBu arada oturumu yöneten Meral Akşener oturuma 10 dakika
ara verdi.
In the meantime, Meral Akşener who chaired the session, gave a 10-minute break.
Kaynak: haberler.comİstanbul'da şehir içi ulaşımının emektarı banliyöler hizmete
ara verdi.
Search for city transport service in Istanbul, gave veteran suburbs.
Kaynak: timeturk.comDiensefalon ya da
ara beyin, beynin talamus , hipotalamus , epitalamus , subtalamus (pretalamus) ve pretektum dan oluşan parçasıdır.
Kaynak: Ara beyinMavi-sarı
ara (
Ara ararauna), uzun kuyruğu ve sarı-mavi tüyleriyle tanınan bir papağan tür ü. Güney Amerika 'nın bataklık ormanlarında,
Kaynak: Mavi-sarı ara