tasalanmak (nsz) Bir şeyi kendine tasa etmek, üzülmek, kaygılanmak, endişelenmek: "Seni denize düştü sandı da tasalandı." -B. Felek.
üzülmek (nsz) 1. Üzme işine konu olmak: "Karısının düştüğü bu hâle üzülmek şöyle dursun ona çok defa dadı kalfa muamelesi etmekten çekinmezdi." -R. N. Güntekin. 2. Üzüntü duymak, kaygılanmak: "Bu apartmandan başka yere gideceksiniz diye üzülüyorum." -P. Safa.