Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

keleş ne demek?

 - 5 sözlük, 16 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

keleş anlamı
sf. hlk. 1. Yiğit, cesur, bahadır. 2. Çok yakışıklı, çok güzel. 3. Vücut yapısı gösterişsiz. 4. Çirkin, kötü. 5. Kel: "Kayseri çarşısının tavanını, kubbesini kökünden kazıtmış ... O canım mimariyi bir keleşe döndürmüş." -B. R. Eyuboğlu.

Kişi Adları Sözlüğü

Keleş anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Güzel, yakışıklı kimse. 2. Yiğit, cesur, bahadır.

Tarama Sözlüğü

keleş anlamı
1. Yiğit, cesur, bahadır. 2. Pek yakışıklı, pek güzel

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

keleş anlamı
1. Güzel, yakışıklı (insan). 2. Yiğit, temiz yürekli, kabadayı. 3. Vücut yapısı gösterişsiz, kaba. 4. Çirkin, kötü. 5. Beceriksiz.
keleş anlamı
1. Kel. 2.bakınız» kelez(I)-1.
keleş anlamı
Nişanlı gençlerin düğünden önce dostlarına ve akrabalarına verdikleri yemek.

Bağıllı *Gelendost -Isparta

keleş anlamı
Keçi boynuzu reçeli.

Gazipaşa -Antalya

keleş anlamı
1. Boğa, tavlı sığır. 2. Uzun boynuzlu sığır.
keleş anlamı
Hasta, cılız, zayıf.

Kızılköy *Dinar -Afyon
*Susurluk -Balıkesir
*Lüleburgaz -Kırklareli

keleş anlamı
1. Bodur. 2. Cılız.
keleş anlamı
Yakışıklı delikanlı; boynuzları uzun ve yukarıya doğru biçimli bir şekilde kıvrık olan besili ve yakışıklı sığır

Erzurum

keleş anlamı
Güzel

Malatya

keleş anlamı
Yakışıklı, güzel, argosu çirkin

Kırşehir

keleş anlamı
"yiğit, mert" ...gibi bir sıfat

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

keleş anlamı
Güzel, yakışıklı

Adana, Osmaniye

Yerleşim Birimleri Sözlüğü

Keleş anlamı
Kahramanmaraş ili, Pazarcık ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

keleş eş anlamlısı

bahadır
is. Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan veya yiğitlik gösteren kimse, batur.
cesur
sf. 1. Yürekli: "Bu, yeterince cesur olamadığımın bir göstergesi olabilir." -İ. O. Anar. 2. zf. Yürekli bir biçimde: "Erkeklere karşı ilk tanışmada cesur ve ümit verici davranırdı." -R. H. Karay.
çirkin
sf. 1. Göze veya kulağa hoş gelmeyen, güzel karşıtı: "Kız öyle müstesna bir güzelliğe sahip olmamakla beraber çirkin de değildi." -H. R. Gürpınar. 2. Hoş olmayan, yakışık almayan (davranış veya söz): "Bu boş ve çirkin iddiayı bir kere de onun ağzından işitmek istedim." -Ö. Seyfettin. 3. Karanlık, dalavereli, şüpheli: "Dedikodular artmış, o da bu çirkin işler içinde kalmak istemediğinden çekilmiş." -M. Ş. Esendal.
kötü
sf. 1. İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı: "Hamakat, dalalet ve kötü niyetin bu kadarına söylenebilecek bir şey yoktur." -N. F. Kısakürek. 2. Zararlı, tehlikeli: Kötü adam. 3. Korku, endişe veren: "Yabancının bu kötü kastına yalnız azmimizle karşı koyduk." -R. E. Ünaydın. 4. Kaba ve kırıcı: "Kızına söylemedik kötü lakırtı bırakmamış." -M. Ş. Esendal. 5. Kişi veya toplum üzerinde olumsuz etkileri olan. 6. zf. Aşırı, çok: Kız, oğlana kötü tutuldu.
yiğit
is. 1. Delikanlı, genç erkek: "Yiğide ölüm geçine / Al beni zülfün ucuna / Sallanayım tel yerine." -Karacaoğlan. 2. sf. Güçlü ve yürekli, kahraman, alp. 3. sf. mec. Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen (kimse): O yiğit adamdır, gerçeği söylemekten çekinmez.

"keleş" için örnek kullanımlar

barış memiş.mehmet kuruoğlu.kadır keleş.m sıddık istemi.caner.
memiş.mehmet peace keleş kuruoğlu.kadır. m istemi.caner Siddiqui.
Kaynak: fotomac.com.tr

Yakın Kelimeler

(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.