Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

kısıtlamak ne demek?

 - 3 sözlük, 3 sonuç.

BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü

kısıtlamak anlamı
hacretmek.

Güncel Türkçe Sözlük

kısıtlamak anlamı
(-i) 1. Önceden verilmiş olan hak ve hürriyetlerin sınırlarını daraltmak, tahdit etmek: Hükûmet dış gezileri kısıtladı. 2. mec. Sınırlamak, daraltmak. 3. huk. Birini yasal yoldan mallarını kullanmaktan yoksun bırakmak, kısıt Altına almak, hacir altına almak.

Türkçe - İngilizce

kısıtlamak anlamı
fiil
1) restrict
2) limit
3) hedge
4) restrain
5) circumscribe
6) inhibit
7) qualify
8) bound
9) constrict
10) cramp
11) hedge about
12) hedge around
13) hem in
14) stint
15) tie down
kelime öbeği
1) clip one's wings

kısıtlamak eş anlamlısı

sınırlamak
(-i) 1. Sınırını çizmek, sınırını belirtmek veya belirlemek. 2. Belli bir sınır içinde bırakmak, belirlemek.
tahdit etmek
sınırlamak.

"kısıtlamak" için örnek kullanımlar

yeniden toparlandılar Savaşın amacı olan El-Kaide'nin hareketlerini kısıtlamak, tam olarak başarıldı denemez 2006'dan bu yana artan Taliban
Kaynak: Afganistan Savaşı
Bir veya iki örnekle asosyalliği kısıtlamak yanlış olabilir. Psikolojik kalıtımların yanı sıra gündelik hayat ında ve faaliyetlerinde
Kaynak: Asosyal
Japon yönetimini 857 -1160 arasında elinde tutan Fucivara ailesinin gücünü kısıtlamak için babası Uda'nın başlattığı politikayı
Kaynak: Daigo (imparator)
Bütün bunlara rağmen birçok ABD eyaletinde hemcins çiftlere evliliğe ya da diğer birliktelik türüne erişim hakkının verilmesini kısıtlamak
Kaynak: Amerika Birleşik Devletleri'nde eşcinsel evlilik
Mühendislik te aktüatörler genellikle hareketi arttırmak veya bir cismi sıkıştırmak suretiyle hareketini kısıtlamak için sık sık kullanılan
Kaynak: Aktüatör
belirlenen bir ekonominin dışındaki çıkarları kısıtlamak, demokratik bile olsa tek tip ideolojik kuralları dayatmak gibi başka özellikler de taşır.
Kaynak: Totalitarizm
bulundurma ve aleylerine zorlama durumu şeklinde tanımlanmakta, özgürlüğü engellemek ya da kısıtlamak olarak degerlendirimesi gerekmektedir.
Kaynak: Baskı
Fonksiyonu dizin dönme hareketlerini kısıtlamak ve tibianın öne hareketini engellemektir. Arka çapraz bağ �PCL- tibianın arkaya hareketini
Kaynak: Diz
Hakları sınırlamaları ve kişisel verilerin korunması zayıflatmak, serbest dolaşımını kısıtlamak bilgi ya da gereksiz yere yük meşru ticareti. "
Kaynak: Anti-Counterfeiting Trade Agreement
Galerilerin alçak, dar ve uzun olmasının nedeni düşmanın hareketlerini kısıtlamak içindir. Ayrıca bu koridorların duvarlarına aydınlatmak
Kaynak: Kapadokya'daki yeraltı şehirleri
Gerçek sosyal zararlar tespit edilemediği hâlde insan klonlama araştırmalarını kısıtlamak söz konusu bile olmamalı. Dipnot : Notlar
Kaynak: Randy Wicker
Uzay teleskoplarında görüntü alanını kısıtlamak gibi bir sorun yoktur, zira gök aydınlığı onları etkilemez. Uyarılmış Gök Aydınlığı
Kaynak: Gök Aydınlığı
Terörist saldırılarla toplumu yıldırmak ve asimetrik savaş unsruları ile hasım tarafın hareket ve tepki kabiliyetlerini kısıtlamak,
Kaynak: Dördüncü nesil savaş
Harekatın amacı teröristlerin hareketlerini ve silah elde etmelerini kısıtlamak amacıyla NATO nun 5. maddesi uyarınca Akdeniz'de
Kaynak: Terörizmle Savaş
Ayrıca bir elçilik binasına saldırmak, yaşamı tehlikeye sokmak, özgürlüğü kısıtlamak, patlayıcı ve ateşli silah kullanmak gibi
Kaynak: 1985 Türkiye Ottawa Büyükelçiliği saldırısı
başbakanlığı makamını oluşturarak, diğer yandan da artık kendisine rakip olan Abbas'ı bu makama atayarak kendi yetkilerini kısıtlamak zorunda kaldı.
Kaynak: Mahmud Abbas

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.