Gelecek planlarını belirlemek ya da bu kadarıyla
sınırlamak istemiyorum.
As far as I do not want to limit or determine future plans.
Kaynak: haberturk.comBir günde ya da bir hafta ile
sınırlamak doğru değil.
Not limit the right of a day or a week.
Kaynak: haber3.comKolesterol içeren besinlerin diyetten çıkarılması gerekmez,
sınırlamak yeterlidir.
Cholesterol-containing foods do not need to be removed from the diet, limit is sufficient.
Kaynak: gercekgundem.comBunu
sınırlamak için bu tür kredilerin ölçülü artması için zaten biz özel bir çaba içerisindeyiz.
In order to increase this limit measured for this kind of loans already we are in a special effort.
Kaynak: hurriyet.com.trYetkilerini
sınırlamak isteyen güçlü baron grubuna karşı uzun ve umutsuz bir mücadeleye girmiştir. Kral I. Edward 'ın dördüncü oğluydu. 7
Kaynak: II. Edwardİnsani bir etkinlik olan iletişimi, kitle iletişimi içine indirgemek,
sınırlamak ve iletişim sosyolojisini sadece medya/kitle iletişim
Kaynak: İletişim sosyolojisiBudist öğretisine göre (Dharma); “Ben” ifadesiyle bir insanı tek bir ruh olarak
sınırlamak, gerçekliğe uygun değildir. Bir insan, sadece
Kaynak: Karma yasasıbilinmeye devam ettikçe Mısır hükûmeti özellikle sosyal paylaşım ağlarına ulaşımı ve internet erişimini
sınırlamak için girişimlerde bulundu.
Kaynak: 2011 Mısır DevrimiEpp'in Bavyera siyasetinde merkezi hükümetin etkisini
sınırlamak için girişimi başarısız oldu. Epp Ancak savaş sonuna kadar
Kaynak: Franz Ritter von EppÖrneğin, kıyı çevre yönetimini geliştirmek için verilecek bir kredi ya da hibe ulusal ve yerel düzeylerde kirliliği
sınırlamak için yeni
Kaynak: Dünya Bankası GrubuEvrensel oluşumları sırf ‘insana hizmet gayesi' ile
sınırlamak Tanrısal hikmeti
sınırlamak değil midir? Ikinci sebep, Aristoteles'ten beri
Kaynak: Jean-Baptiste Lamarckde
sınırlamak sesleri madenileştirir ve müzik keyfini tamamen ortadan kaldırır. Çünkü bu durumda farklı müzik aletlerinden gelen tiz sesler
Kaynak: Ses sinyaliKurgusal ülke, yazarın kendini bir gerçek ülkenin tarih , siyaset ya da kültür üyle
sınırlamak zorunda hissetmesini engellerken kurgusal
Kaynak: Kurgusal ülkeBu sebepten, Osmanlı imparatorluğu Portekiz'in Hint Okyanusu'ndaki egemenliğine
sınırlamak istiyordu. Öte yandan Hindistan 'ın batısındaki
Kaynak: Hint deniz seferleri1697'de broker sayısını
sınırlamak ve piyasa oyunları gibi olumsuz uygulamaları engellemek için lisanslı çalışma zorunluluğu getirildi.
Kaynak: Londra Borsası2008 Yeni Yıl mesajında Biya, bu insanların seçimi
sınırlamak için anti-demokratik olduğunu söyleyerek, Anayasayı düzenlemeye destek
Kaynak: Paul BiyaAçıklama: İsrail hükümeti sınır kapılarından geçişi
sınırlamak dışında, deniz ve hava taşımacılığını ve bunun yanında uluslararası
Kaynak: Gazze Şeridi tünelleriFlaşların makinanın perde hızını “flaş uyum hızı”na
sınırlamak gibi bir yan etkisi vardır ve fazla ışıkta bu hız çok düşük kalabilir.
Kaynak: Kuş fotoğrafçılığıİnsan davranışlarını
sınırlamak, denetim altına almak yerine insan özgür bırakılmalıdır. İnsanı anlamak için, insan yapısını bilmek
Kaynak: Varoluşçu psikoloji"Kimberley'in katkılarını
sınırlamak çok büyük bir hataydı. Bu ikinci Capitol albümü berbattı..." Grup hemen sonra SBK Records ile
Kaynak: Katrina and the WavesBu mezheb e göre Allah 'ı Dünya 'da ve ahiret te görmek onu
sınırlamak, belli bir şekle sokmak demektir. Oysa Allah her türlü
Kaynak: Ru'yetullahBu nedenle, Senegal hükümetinin nüfus kontrol politikaları Senegalli kadınların doğum oranı
sınırlamak için tasarlanmış ve benimsemiştir.
Kaynak: Senegal