argın ne demek?
- 4 sözlük, 7 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
argın anlamı
sf. 1. Yorgun, zayıf, bitkin: "Bir beyaz taycağız bakımsız, argın." -Ö. Seyfettin. 2. Beceriksiz.
sf. 1. Yorgun, zayıf, bitkin: "Bir beyaz taycağız bakımsız, argın." -Ö. Seyfettin. 2. Beceriksiz.
Kişi Adları Sözlüğü
Argın anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
Yorgun, bitkin, zayıf.
Cinsiyet: Erkek
Yorgun, bitkin, zayıf.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
argın anlamı
1. Yorgun, zayıf, bitkin. 2. Beceriksiz.
1. Yorgun, zayıf, bitkin. 2. Beceriksiz.
argın anlamı
Bir çeşit yabani armut.
Bir çeşit yabani armut.
*Ilgaz -Çankırı
argın anlamı
Yorgun, bitkin.
Yorgun, bitkin.
Dereçine *Sultandağı Afyon
argın anlamı
< argun: Yorgun, zayıf, bitkin
< argun: Yorgun, zayıf, bitkin
Yerleşim Birimleri Sözlüğü
Argın anlamı
Bursa ili, Orhaneli ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Bursa ili, Orhaneli ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
argın eş anlamlısı
bitkin
sf. Gücü tükenmiş olan, çok yorgun, argın, aygın: "Kalbinden vurulmuş gibi kendini cansız, bitkin bir vaziyette koltuğa atmıştı." -A. Ş. Hisar.
sf. Gücü tükenmiş olan, çok yorgun, argın, aygın: "Kalbinden vurulmuş gibi kendini cansız, bitkin bir vaziyette koltuğa atmıştı." -A. Ş. Hisar.
zayıf
sf. 1. Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan): "Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım." -S. M. Alus. 2. Görevini yapacak yeterli gücü olmayan: Zayıf bir ordu. Gözleri zayıf. 3. mec. Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan: Zayıf bir yapı. 4. mec. Önemli, güvenilir olmayan: Zayıf bir bilgi. 5. mec. Çok az: Zayıf bir ihtimal. 6. Enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan: Radyoda uzak bir istasyonun zayıf sesini duydu. Zayıf ışık. 7. is. Başarısızlığı gösteren not. 8. mec. Bilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksiz: Zayıf bir öğretmen. 9. mec. Kişilik ve ruhsal yönden gereği kadar güçlü olmayan: "Zayıf ve uydurma bir âşık bu cevaba karşı perişan olurdu." -A. Gündüz.
sf. 1. Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan): "Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım." -S. M. Alus. 2. Görevini yapacak yeterli gücü olmayan: Zayıf bir ordu. Gözleri zayıf. 3. mec. Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan: Zayıf bir yapı. 4. mec. Önemli, güvenilir olmayan: Zayıf bir bilgi. 5. mec. Çok az: Zayıf bir ihtimal. 6. Enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan: Radyoda uzak bir istasyonun zayıf sesini duydu. Zayıf ışık. 7. is. Başarısızlığı gösteren not. 8. mec. Bilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksiz: Zayıf bir öğretmen. 9. mec. Kişilik ve ruhsal yönden gereği kadar güçlü olmayan: "Zayıf ve uydurma bir âşık bu cevaba karşı perişan olurdu." -A. Gündüz.
"argın" için örnek kullanımlar
Akşam yorgun argın uzanılacak bir üç kişilik kanepesi olmalı insanın.
Dinner is a three-seater sofa uzanılacak must be exhausted man.
Kaynak: posta.com.trEşim bütün günün yorgunluğu ile eve yorgun argın geliyor.
My wife comes home exhausted with fatigue all day.
Kaynak: evrensel.netKan ter içinde kalana kadar göbek atarlar, eve yorgun argın ama mutlu dönerlerdi.
Blood sweat until the middle launchers, dönerlerdi home exhausted but happy.
Kaynak: gundem.milliyet.com.trAkşam saat 23.00'te yorgun argın eve dönüyorum.
Dinner at 23.00, coming home exhausted.
Kaynak: posta.com.trYakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
