E haliyle tur da gidince bu alkışı ne
kimse duyar ne de bir işe yarar.
This is what one hears applause as you go round in E nor useful.
Kaynak: blog.milliyet.com.trGalatasaray'ın o dönem birşeyler yapabileceğini
kimse tahmin etmiyordu.
Galatasaray did not guess anyone could do something at that time.
Kaynak: sporx.comHiç
kimse içinde birşey biriktermemeli, neyse eşiyle paylaşmalı.
No one biriktermemeli something in, whatever his wife should share.
Kaynak: hurriyet.com.trHerkes beni sevecek diye hareket etseydim, demek ki hiç
kimse bizi sevmezdi.
If I move that everyone will love me, say that no one liked us.
Kaynak: yenimesaj.com.trAmerikan , Amerika Birleşik Devletleri 'nde yaşayan ya da vatandaşlık bağı ile bağlı olan
kimse. Amerikan , Kuzey ve Güney Amerika 'da
Kaynak: Amerikan (anlam ayrımı)Muhbir, Haber ulaştırıcı, haber veren
kimse veya yasa dışı olan bir durumu yetkili makamlara bildiren
kimse, ihbarcı. (TDK Sözlüğü)
Kaynak: MuhbirŞeyhülislam ya da Şeyh-ül İslam, dini konularda en yüksek derecede bilgi ve yetkiye sahip olan
kimse anlamına gelir. Osmanlı Devleti
Kaynak: ŞeyhülislamCemaat e namaz kıldıran
kimse: İmam (İslâm) Müslümanlık 'ta mezhep kuran
kimse: İmam (İslâm) Muhammed 'den sonra onun vekillik görevini
Kaynak: İmamMemur, devlet hizmetinde aylıkla çalışan
kimse, görevli. Bir işle görevlendirilmiş olan, yükümlü. Arapça emir veya emr kökünden gelmekte
Kaynak: MemurNaip (dişil Naibe), hükümdar adına (hükümdarın yokluğu, yetersizliği, çocukluğu süresince) devleti yöneten
kimse. bakan
kimse anlamına gelir.
Kaynak: Naipkutsal bir ülkü, din veya inanç uğrunda ölen
kimse Şehit olma eylemine şehadet denir. Birçok dinde şehit ve şehadet kavramına rastlanır.
Kaynak: Şehitdoğumda kendisine atanan cinsiyet e uymayan, kendisinin başka bir cinsiyete sahip olduğunu hisseden
kimse. Transgender kimseler, doğumda
Kaynak: TransgenderKorkusuz, iyi dövüşen, kendine özgü namus kurallarının dışına çıkmayan
kimse. Yürekli, babayiğit. kurallarının dışına çıkarak zorbalık yapan
kimseKaynak: Kabadayı (anlam ayrımı)Dikkatle, eleştirici bir gözle gözlem yapan
kimse, müşahit. Bir konferans, kongre vb. toplantıları kendi veya başkası adına izleyen
kimse, müşahit.
Kaynak: GözlemciGrup aynı yerde bulunan
kimse veya nesneler bütünü, küme , öbek. Grup (kimya), periyodik tablo daki tüm dikey sütunlara verilen ad.
Kaynak: Grup