kocamak (nsz) Yaşı ilerlemek, yaşlanmak, ihtiyarlamak: "Sen de benim nazarımda öyle kocamış bir hâkime benziyorsun ki göstermek istediği ciddiyet boyunun ve yaşının çok üstünde..." -H. Z. Uşaklıgil.
yaşlanmak (nsz) Yaşı ilerlemek, ihtiyarlamak: "Allah'ın takdiri bilinmez ama ben seni hayli yaşlanmış görüyorum." -T. Buğra.