Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

kolay ne demek?

 - 5 sözlük, 8 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

kolay anlamı
sf. 1. Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç ve zor karşıtı: "Cebimde mevcut paradan bu kadar bir şey buna tahsis etmek pek kolaydı." -H. Z. Uşaklıgil. 2. is. Kolaylık: İşin kolayını buldum. 3. zf. Kolayca, sıkıntısız bir biçimde, basitçe: "Yolu bulmak kolay oldu." -Halikarnas Balıkçısı.

Tarama Sözlüğü

kolay anlamı
Müsait, elverişli, elverişli iş, uygun şey

Türkçe - İngilizce

kolay anlamı
sıfat
1) easy
2) simple
3) straightforward
4) effortless
5) smooth
6) ready
7) uncomplicated
8) facile
9) cushy
10) downhill
11) sweet
12) unlabored
13) flowing
14) unlaboured
15) open-and-shut

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

kolay anlamı
Bulantı, iç bulantısı : Biraz daha söylersen içerim kolay olur.

Bozan -Eskişehir
Şabanözü *Polatlı, *Beypazan -Ankara

kolay anlamı
Zayıf.

Kuz -Çanakkale
-Kütahya

kolay anlamı
1. Rahat. 2. Kolay, basit

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

Yerleşim Birimleri Sözlüğü

Kolay anlamı
Amasya ili, Suluova ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Kolay anlamı
Samsun ili, Kolay bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

kolay zıt anlamlısı

güç
(I) sf. 1. Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, efor, kolay karşıtı: Eski yazıyı öğrenmek güç bir işti. 2. zf. Zorlukla: "Kendini yatağa güç atmış ve sızıp kalmıştı." -Y. K. Karaosmanoğlu.
güç
(II) is. 1. Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet: Zihin gücü. Yaşama gücü. 2. Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet, takat. 3. Sınırsız, mutlak nitelik: Tanrı'nın gücü. 4. Büyük etkinliği ve önemi olan nitelik: Paranın gücü. 5. Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği: Motorun gücü. 6. Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler toluluğu: Güçler dengesi. 7. Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli: İnsan gücü. 8. Bir toprağın verimlilik yeteneği. 9. mec. Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse. 10. coğ. Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği. 11. fiz. Birim zamanda yapılan iş.
zor
is. 1. Sıkıntı, güçlük, rahatsızlık: "Onun için hiçbir zorum, sıkıntım yokmuş gibi ara sıra denize taşlarımı atmakta devam ederek hızlı hızlı yürüdüm." -R. N. Güntekin. 2. Yüküm, mecburiyet: "Artık kızının evinde kalışının zordan olduğunu biliyordu." -N. Cumalı. 3. Baskı: "Hocaların zoru ile çıkarılmış olan bu kanun yürümedi." -M. Ş. Esendal. 4. sf. Sıkıntı veya güçlükle yapılan, kolay karşıtı: "Sabır güzel, faydalı; fakat zor şeydir." -B. Felek. 5. zf. Güçlükle, zorla: "El ele vermiş polisler kaldırımlardan taşan halk kütlesini zor zapt ediyorlardı." -H. Taner. 6. ünl. "Yapamazsın" anlamında kullanılan bir söz.

"kolay" için örnek kullanımlar

Hücuma biraz daha konsantre olabilseydik, her şey daha kolay olacaktı.
If we were to concentrate a bit more offensive, everything would be easier.
Kaynak: sporx.com
30 yıldır sanat camiasında olan birini idare etmek hiç kolay değil.
One of the arts community for over 30 years, which is not easy to manage.
Kaynak: kadinhaberleri.com
Öyle kolay değil; Aykut Kocaman'ın ekibi dün akşam bu sezonki 48.
It is not easy; Aykut Kocaman team this season yesterday evening, 48
Kaynak: fanatik.com.tr
Onları biraraya getirmek ortak menfaatte birleştirmek kolay olmuyor.
Bring them together is not easy to combine common menfaatte.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Yolların ya da geçitlerin çokluğu, karışıklığı yüzünden içinden kolay kolay çıkılamayan yerlere labirent veya dolambaç denir.
Kaynak: Labirent
FluxBox, BlackBox 0.61.1 kodlarına dayanılarak yaratılmış; çok hafif, kullanımı kolay, aynı zamanda ekstra özelliklerini yüklemenin de
Kaynak: Fluxbox
Ülke kod u bir ülke nin isminin kısaltılmış halidir. Uzun ülke isimleri bu şekilde daha kolay kullanıma sunulmuştur. bu kodlar
Kaynak: Ülke kodu
Yazıtlar çoğu kez kolay eriyip bozulmayan maddelere yazılır,daha doğrusu kazılır. Kitabeler tarih malzemesi yönünden birinci derecede
Kaynak: Yazıt
Turbofan, itişi egzoz gazıyla beraber, ön kısımdaki geniş fanla da sağlanan güvenilir ve bakımı kolay jet motoru tipidir. Ön kısmı büyük
Kaynak: Turbofan motorlar
sonucunda kemik teki protein örgüsünün seyrelmesiyle iskelette ortaya çıkan ve kemiklerin çok kolay kırılabilmesine sebep olan bir hastalıktır.
Kaynak: Osteoporoz
Jelatin (Fransızca gélatine), hayvan bağ doku sundan yapılan, yarı şeffaf, renksiz, kolay kırılır, tatsız katı bir maddedir.
Kaynak: Jelatin
Arama motoru optimizasyonu (Search Engine Optimization), arama motorlarının web sayfalarını daha kolay bir şekilde taramasına olanak
Kaynak: Arama motoru optimizasyonu
Yeşim (taş), Açık yeşil ve pembe renkli, kolay işlenen, değerli bir taş. Yeşim (bitki), Crassulaceae familyası içinde sınıflanan bir bitki
Kaynak: Yeşim
Teknik resim, mühendis ler arasındaki iletişimi en kolay ve en doğru şekilde sağlaması açısından büyük öneme sahip teknik bir alfabedir.
Kaynak: Teknik resim
İnternet tarayıcıları üzerinden kullanılabilmekte olan hotmail'in nispeten kolay bir arayüzü vardır. Çalışmalar tamamlandıktan sonra MSN
Kaynak: Hotmail
Acil servis, hastane ve diğer sağlık kuruluşlarının ulaşımı kolay ve girişi ambulans ların yanaşabileceği bir bölgesinde bulunan acil
Kaynak: Acil servis

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.