Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

konuşmak ne demek?

 - 4 sözlük, 4 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

konuşmak anlamı
(nsz) 1. Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak: Çocuk daha konuşamıyor. 2. (-i, -den) Belli bir konudan söz etmek: "Mehmet yedi yaşındayken anasıyla konuştuklarından fazla bir şey konuşmazdı." -H. E. Adıvar. 3. (nsz, -le) Bir konuda karşılıklı söz etmek, sohbet etmek: "İşten sonra Nuruosmaniye'deki İkbal kahvesinde arkadaşlarla şiir ve edebiyat konuşuyoruz." -F. R. Atay. 4. Söylev vermek, konuşma yapmak. 5. Konuşma dili olarak kullanmak: Türkçeyi çok iyi konuşuyor. 6. Düşüncesini herhangi bir araç kullanarak anlatmak: Dilsizler el işaretleriyle konuşur. 7. (-le) İlişki kurmak veya ilişkiyi sürdürmek: Üst kattakilerle konuşuyoruz. 8. Flört etmek. 9. Dargın bulunmamak. 10. Oyuncak, hayvan vb. konuşmaya benzeyen birtakım sesler çıkarmak. 11. Gizli bir şeyi açığa vurmak, ele vermek. 12. mec. Becermek, uzman gibi yapabilmek: "Fokstrotta uzun boylu konuşamam." -M. Yesari. 13. mec. Geçerli olmak, etkin olmak: Yasaların yerine yumruklar konuştu. 14. tkz. Şık ve zarif görünmek: Bluzun konuşuyor.

Tarama Sözlüğü

konuşmak anlamı
Birbirinin karîni, yakını, arkadaşı olmak

Türkçe - İngilizce

konuşmak anlamı
fiil
1) talk
2) speak to
3) talk to
4) speak
5) discourse
6) have a talk
7) have a talk with
8) chin
9) bespeak
10) confabulate
11) parley
12) reason
isim
1) have speech with
kısaltma
1) confab
kelime öbeği
1) pipe up

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

konuşmak anlamı
1. Konuşabilmek, dil öğrenmiş olmak. 2. Muhavere etmek

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

konuşmak eş anlamlısı

sohbet etmek
dostça, arkadaşça konuşarak hoş bir vakit geçirmek, söyleşide bulunmak, yârenlik etmek, hasbihâl etmek: "Günlerdir gelip bizimle sohbet ediyorsun. Muradın nedir?" -N. F. Kısakürek.

"konuşmak" için örnek kullanımlar

Bu nedenle biz ve arkadaşlarımız prim hakkında konuşmak istemiyoruz.
For this reason, we and our friends do not want to talk about the premium.
Kaynak: sporx.com
Şu anda hakkında konuşmak istemediğim bir krizle karşı karşıyayız.
I do not want to talk about the crisis currently faced with.
Kaynak: spor.haberler.com
Kendisi için nizami gol değildir, yardımcı hakemle konuşmak istiyoruz.
Regulatory goals for himself does not want to talk to the referee help.
Kaynak: sporx.com
Biz de hakemlerden muzdaribiz ama konuşmak da bir şey getirmiyor.
We also talk about the arbitrators have suffered, but also does nothing.
Kaynak: sabah.com.tr
Arap Hıristiyanlar Arapça konuşmak ve Hıristiyanlık dinini yaşayan kişiler. Çoğu Hıristiyan Araplar İslam'ın en büyük din olan Orta Doğu,
Kaynak: Arap Hıristiyanlar
Gıybet ; "Bir kimsenin ayıbını arkasında söylemek veya aleyhine konuşmak" demektir. Türkçede bu kavramın karşılığı olarak "dedikodu " ve "
Kaynak: Gıybet
Fabulinus (fabulari yani "konuşmak"tan), Roma mitolojisi nde çocuklara konuşmayı öğreten tanrıydı. Çocuk ilk sözcüklerini söylediğinde ona
Kaynak: Fabulinus
arkasından seslenmek ona dokunarak durdurmak Elinde sigarayla kadınla konuşmak, yanında durmak Erkek kardeşin ablasından önce evlenmesi
Kaynak: Xabze
Bir başka ifade ile büsbütün yalnız durmak, biri ile tenhaca konuşmak üzere yalnız kalıp kimseyi içeri almamaktır. Halvete girmek, ibadet
Kaynak: Halvet
O değilden : Farkına varmadan, çaktırmadan Önlü arkalı konuşmak : İki yanlı konuşmak Sapır buçuk : Saçma sapan konuşmak. Sidik yarışı etmek
Kaynak: Aşağıçaybelen, Bayat
Seninle konuşmak bir nasip işte Kaderin bir türküsü Başakların ezgisi, yaprakların hışırtısı Haşhaş çiçekleriyle konuşmak gibi.
Kaynak: İsmail Karakurt
Rhētōr (ῥήτωρ) ‘hatip, söylevci', erô (ἐρῶ) ‘konuşmak' demektir. En basit anlamda rhetorikos insana hitap etmedir. Retorik kelime anlamı
Kaynak: Retorik
Alem FM'de doğru Türkçe ile konuşmak esastır ve radyomuzun müzik politikası Türkçe pop müzik olarak belirlenmiştir. Pop müzikte yalnızca
Kaynak: Alem FM
Forum Romanum - Eski Romalılar zamanında, Roma'da kamu işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan. Forum (yasal) - ABD'de genel söylemler
Kaynak: Forum
Yemek yemek, su içmek, konuşmak ve hatta şarkı söylemek de boğaz sayesinde gerçekleşir. Kulak, burun ve boğaz faaliyetleri birbiriyle
Kaynak: Otorinolarengoloji
PushToTalk teknolojisinde, cep telefonu kullanıcısı başka bir kişiyle konuşmak için bir tuşa basar, konuşur ve tuşu bırakır.
Kaynak: Bas Konuş
önemini irdeleyen veya orjinalliğini vurgulayan veya kaydadeğer bir alanda veya amaçta uygulanması hakkında yazı yazmak veya konuşmak eylemidir.
Kaynak: Mimari eleştiri
(Çevirmen: Christopher Hampton Oyun, parkta birinin çocuğu diğerine zarar veren iki ailenin bu olayı uygar şekilde konuşmak için bir
Kaynak: Vahşet Tanrısı
Assembler, çalışma mantığı olarak işlemci ile yüz yüze konuşmak gibidir. Her yapılması istenen olay işlemciye teker teker anlatılır.
Kaynak: Assembler
Önceden hazırlanmaksızın bir toplantıda kalkıp konuşmak Seyirci önünde hareket, gösteri ya da konuşma yapmak Dikkatleri üzerinde
Kaynak: Sosyal anksiyete bozukluğu
Bu konuyla ilgili konuşmak istemiyorum. Ama bu, unutmak istediğim bir konu da değil. Hukuki ve insan hakları anlamında eğer bu davayla
Kaynak: Münire Apaydın
Gereksiz konuşmak ve gülmek bir insanın ibadete yoğunlaşmasını engelleyeceğinden sessiz kalmayı tercih ederler. Konuşmayı en aza indirmek
Kaynak: Trappistler
Evlerde bile Türkçe konuşmak yasaklanmıştır. Bölgede bulunan Türklere yapılan işkenceler sonucunda Türkiye Sınırlarını açarak Türkleri
Kaynak: Bulgarlaştırma
"Ekolali" sözcüğü Yunanca "yankı " ya da "tekrarlamak anlamına gelen "ἠχώ" ve "konuşmak" anlamına gelen λαλείν fiilinden türemiş olan "
Kaynak: Ekolali
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.