Hem evlenenler, hem de evlenenlere takı takanlar için de
koşturma süreci başlayacak.
Both were married, as well as rush to get married wearing jewelry will begin the process.
Kaynak: takvim.com.trİlker Ayrık'ın yarışmacının arkasından
koşturma çabası herkesi çok güldürdü.
Ilker Ayrık'ın contenders scurry behind the effort everyone laugh a lot.
Kaynak: medyafaresi.comO saatten beri lavabo ihtiyacı, yemek, hiçbir şey yok, sürekli
koşturma telaşı içinde geçti.
Since that time needs to sink in, food, nothing, passed in a continuous rush rush.
Kaynak: timeturk.comİnanın şuan ve
koşturma içindeyim.
Believe me, right now, and scurry through.
Kaynak: sabah.com.trBu
koşturma esnasında Alman birlikleri lojistik destek aldıkları limanlardan giderek uzaklaştı. Bu arada boş durmayan Montgomery'e bağlı
Kaynak: TanksavarDaha önceleri fazla önemsenilmeyen, dış ülkelerde top
koşturma tecrübesine sahip İsveçli oyuncular (forvet Roland Sandberg ve Ralf
Kaynak: 1974 FIFA Dünya Kupası