Mühim olan yetenekli oyuncuları diğer oyuncular kadar
koşturmak.
What is important talented actors run up to the other players.
Kaynak: sporx.comMühim olan yetenekli oyuncuları diğeroyuncular kadar
koşturmak.
The important thing is to rush up to diğeroyuncular talented actors.
Kaynak: habergazete.comÖnemli olan yetenekli oyuncuları diğerleri kadar
koşturmak.
Which is important as the others rush to the talented actors.
Kaynak: ajansspor.comPas yaparak, hatta pas ritmini yükselterek rakibi
koşturmak, yormak, bıktırmak mümkündü.
By rust, and even pass rush to beat the opponent raising, poop, pall possible.
Kaynak: spor.haberturk.comiçin elinden gelen her şeyi yapmıştır hatta diğer sokak köpeklerini onu test etmek için peşlerinden
koşturmak için bir anlaşma bile yapmıştır.
Kaynak: Cebimdeki DostlarLehçesinden Örnekler : galgıtmak: atı veya eşşeği
koşturmak. gusulhane: oda içindeki banyo. aralık: koridor. sütlük evi:yayla evinde olan kiler
Kaynak: Yukarıovacık, GeredeKültür Lehçesinden Örnekler : galgıtmak: atı veya eşşeği
koşturmak. gusulhane: oda içindeki banyo. aralık: koridor. sütlük evi:yayla evinde olan
Kaynak: Aşağıovacık, GeredeBir yandan da Tsubasa'nın Japonya'daki eski rakiplerinden biri olan Shingo Aoi, İtalya'da top
koşturmak için Japonya'dan ayrılır.
Kaynak: Kaptan Tsubasa