Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

kovalamak ne demek?

 - 4 sözlük, 5 sonuç.

BSTS / Çiftteker Terimleri Sözlüğü

kovalamak anlamı Osm. avlamak Fr. chasser
Yarışta, kaçmakta olan koşucu ya da koşucuları yakalamaya çalışmak.

Güncel Türkçe Sözlük

kovalamak anlamı
(-i) 1. Kovmak. 2. Kaçanın arkasından koşmak, yakalamaya çalışmak: "Kendilerini kovalayanlardan kurtulmalarına rağmen tehlike henüz geçmiş değildi." -İ. O. Anar. 3. mec. Bir şeyin arkasına düşüp elde etmeye veya bir sonuca bağlamaya çalışmak, izlemek, takip etmek: "Olayların ardı arası kesilmez. Hepsi birbirini kovalar." -N. F. Kısakürek. 4. sp. Yarışta, kaçmakta olan koşucu veya koşucuları yakalamaya çalışmak.

Türkçe - İngilizce

kovalamak anlamı
fiil
1) chase
2) pursue
3) give chase
4) hunt
5) tag
6) run after
7) drive
8) follow up
9) run out
10) tag after
11) tag along

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

kovalamak anlamı
Söz getirip götürmek.

*Seferihisar -İzmir

kovalamak anlamı
Kovmak, def etmek

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

kovalamak eş anlamlısı

izlemek
(-i) 1. Birinin veya bir şeyin arkasından gitmek, takip etmek: "Babam kaşları çatılmış, başını sallayarak izliyor bizi." -A. Ümit. 2. Zaman, süre, sıra vb. bakımından gelmek, arkasından gelmek, arkasında olmak: Geceyi gündüz izler. 3. Bir olayın gelişimini gözden geçirmek: "Bu ustaca düzeni Osmanlıların her işinde izleyebilirsiniz." -S. Birsel. 4. Eğlenmek, görmek, öğrenmek için bakmak, seyretmek: Televizyonu izlemek. 5. Belirli bir yönde gitmek: "Geç vakit hayvanla, Deliçay'ı izleyip gidiyordum." -H. E. Adıvar. 6. Gözlemek, incelemek: Çocuk kuşu gözleriyle izledi. 7. Belirli bir tutum, davranış veya düşünceyi benimsemek: Bu üretim politikasını izleyeceğiz. 8. Bir şeye uymak, bağlı olmak: Modayı izlemek. 9. Herhangi bir olayla ilgilenmek: "Çeşitli siyasi olaylar karşısındaki tepki ve düşüncelerini dolaylı da olsa izleyebiliyordum." -H. Taner.
kovmak
(-i) 1. Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek: "Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi." -M. Ş. Esendal. 2. Bir yerden sürüp çıkarmak, kovalamak: "Sen kim oluyorsun da beni kendi yerimden kovuyorsun?" -A. Kulin. 3. İşine son vermek, görevinden atmak, uzaklaştırmak. 4. Varlığına son vermek, ortadan kaldırmak. 5. mec. Gözetmek: "Sıra, saygı kovarak yetişmiş bütün efendiler, Türkiye'nin bütün Avrupa görmüşleri ona kızar, onu küçük düşürmeye çalışır." -M. Ş. Esendal.
takip etmek
1) yetişmek, yakalamak veya bulmak amacıyla birinin arkasından gitmek, izlemek: "Kocası okurken gözleriyle satırları takip ediyor, elleriyle boncuk çantasını ovalıyordu." -Ö. Seyfettin. 2) belli bir yöne gitmek: Bu yolu takip ederseniz eve varırsınız. 3) uymak: Modayı takip etmek. 4) bir şeyi izlemek: "Böylesi anlarda, diziyi çarpık bir nazarla takip etmekten geri duramıyor." -E. Şafak. 5) dikkatle dinlemek, anlamak: Öğretmenin anlattıklarını takip etmek. 6) kovuşturmak: "Vaziyeti yukarıdan ve bizzat takip etmek lazım geldi." -Atatürk. 7) hemen arkasından gelmek: "Bu hoyrat düşünceleri bir şimşek süratiyle taban tabana zıt fikirler takip ediyor." -H. Taner.

"kovalamak" için örnek kullanımlar

Ayrıca sahanın her yerinde basan, mücadelen Eskişehirspor karşısında sürekli topu kovalamak zorunda kaldı.
Also prints all over the field, in the struggle against Eskisehirspor constantly had to chase the ball.
Kaynak: 365gunspor.com
donra bulduğu gol, hem oyunun içinde olmak, hem pozisyonu sonuna kadar kovalamak, hem de fizik gücünü kullanmak konusunda ders niteliğindeydi.
donra finds goals, and to be in the game, and the position until the end of the chase, as well as physical strength represented a lesson on how to use.
Kaynak: blog.milliyet.com.tr
Avlanmak kaçmak veya kovalamak için insanlar koşturuyorlardı..." Sebastien Foucan. Kategori:Altkültürler Kategori:Parkour. bcl:Parkour
Kaynak: Parkour
Avlanmak kaçmak veya kovalamak için insanlar koşturuyorlardı..." Sébastien Foucan Filmography : Oyunculuk yaptığı filmler: The Tournament
Kaynak: Sébastien Foucan
Örnekler | : kuwa kovalamak. nowa şarkı söylemek | omna kokmak. pa baş. shage tırnak. siha ayak. tanga büyük. tanga iri. un gelmek. waci dans. xubahu kanat
Kaynak: Nakotaca
Başlangıçta Broadway sahnelerinde kariyerini kovalamak isteyen Monáe, sonradan fikrini değiştirirerek dünyayı değiştirme potansiyeline
Kaynak: Janelle Monáe
Bu ağaca, Kırgızlar ın geleneksel olarak özel bir saygısı vardır, onun yanan odun dumanı kötü ruhları uzak tutmak kovalamak için kullanır.
Kaynak: Ala-Arça Milli Parkı
Kraliyet donanması Deutschland ları kovalamak için etkili olabilecek üç modernize edilmiş kruvazöre sahipti ; HMS Renown , HMS Repulse
Kaynak: Deutschland sınıfı ağır kruvazör
Jazz, kaplumbağa Devan Shell'i, onun evlilik teklif edeceği kız Eva'ya vereceği yüzüğünü çaldığı için kovalamak zorundadır.
Kaynak: Jazz Jackrabbit 2
Hala fakirlik çektiklerinden, gerçekleşmeyeceği kesin olan bir rüyayı kovalamak uğruna tek kuruş para daha harcamacağı konusunda Kenyon,
Kaynak: Sherillyn kenyon
Savaşın başlarında tepeden tırnağa zırhlı seçkin şovalye birlikleri Osmanlıların öncü birliklerine kayıplar verdirmiş ve onları kovalamak
Kaynak: Niğbolu Muharebesi (1396)

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.