izlemek (-i) 1. Birinin veya bir şeyin arkasından gitmek, takip etmek:
"Babam kaşları çatılmış, başını sallayarak izliyor bizi." -A. Ümit. 2. Zaman, süre, sıra vb. bakımından gelmek, arkasından gelmek, arkasında olmak:
Geceyi gündüz izler. 3. Bir olayın gelişimini gözden geçirmek:
"Bu ustaca düzeni Osmanlıların her işinde izleyebilirsiniz." -S. Birsel. 4. Eğlenmek, görmek, öğrenmek için bakmak, seyretmek:
Televizyonu izlemek. 5. Belirli bir yönde gitmek:
"Geç vakit hayvanla, Deliçay'ı izleyip gidiyordum." -H. E. Adıvar. 6. Gözlemek, incelemek:
Çocuk kuşu gözleriyle izledi. 7. Belirli bir tutum, davranış veya düşünceyi benimsemek:
Bu üretim politikasını izleyeceğiz. 8. Bir şeye uymak, bağlı olmak:
Modayı izlemek. 9. Herhangi bir olayla ilgilenmek:
"Çeşitli siyasi olaylar karşısındaki tepki ve düşüncelerini dolaylı da olsa izleyebiliyordum." -H. Taner.
kovmak (-i) 1. Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek:
"Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi." -M. Ş. Esendal. 2. Bir yerden sürüp çıkarmak, kovalamak:
"Sen kim oluyorsun da beni kendi yerimden kovuyorsun?" -A. Kulin. 3. İşine son vermek, görevinden atmak, uzaklaştırmak. 4. Varlığına son vermek, ortadan kaldırmak. 5.
mec. Gözetmek:
"Sıra, saygı kovarak yetişmiş bütün efendiler, Türkiye'nin bütün Avrupa görmüşleri ona kızar, onu küçük düşürmeye çalışır." -M. Ş. Esendal.
takip etmek1) yetişmek, yakalamak veya bulmak amacıyla birinin arkasından gitmek, izlemek:
"Kocası okurken gözleriyle satırları takip ediyor, elleriyle boncuk çantasını ovalıyordu." -Ö. Seyfettin. 2) belli bir yöne gitmek:
Bu yolu takip ederseniz eve varırsınız. 3) uymak:
Modayı takip etmek. 4) bir şeyi izlemek:
"Böylesi anlarda, diziyi çarpık bir nazarla takip etmekten geri duramıyor." -E. Şafak. 5) dikkatle dinlemek, anlamak:
Öğretmenin anlattıklarını takip etmek. 6) kovuşturmak:
"Vaziyeti yukarıdan ve bizzat takip etmek lazım geldi." -Atatürk. 7) hemen arkasından gelmek:
"Bu hoyrat düşünceleri bir şimşek süratiyle taban tabana zıt fikirler takip ediyor." -H. Taner.