Bu gibi satışlarda, parasal kurumlar ödünç verdikleri tutar (kredi ) geri ödenene dek, taşınmaz mala el
koyabilme yetkisini ellerinde
Kaynak: MortgageKriterler:İyi işleyen bir Pazar ekonomisi ve Avrupa Birliği içerisindeki piyasa güçlerine ve rekabet baskısına karşı
koyabilme kapasitesidir.
Kaynak: Kopenhag ZirvesiPirlepe çevresindeki kısa ve sert çatışmalar Osmanlı ordusunun hala Makedonya'da ilerleyen sıplara karşı
koyabilme yeteneğinin olduğunu
Kaynak: Pirlepe MuharebesiBu araçlar tasarımcıya benzetim i herhangi bir zamanda durdurup yeniden başlatma koddan bağımsız bir şekilde kesme noktası
koyabilme gibi
Kaynak: Donanım tanımlama diliWindows 2.0 sürümünde VGA grafik standardı desteği de bulunuyor ve kullanıcılara pencereleri birbiri üzerine
koyabilme, ekran düzenini
Kaynak: Windows 2.0Sorumluluk, borçlunun edimini yerine getirmemesi halinde alacaklının borçlunun malvarlığına el
koyabilme imkânı demektir. Sorumluluğun,
Kaynak: Borçpounder topu İngiliz Sherman tanklarının %25'ine takılarak bu tanklara birçok Alman ikinci nesil tankına karşı
koyabilme yeteneği vermiştir.
Kaynak: II. Dünya Savaşı tankları