koygun ne demek?
- 4 sözlük, 6 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
koygun anlamı
sf. hlk. Dokunaklı, etkili, içli, acıklı.
sf. hlk. Dokunaklı, etkili, içli, acıklı.
Kişi Adları Sözlüğü
Koygun anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Etkili, hüzünlü, dokunaklı. 2. Akdoğan.
Cinsiyet: Erkek
1. Etkili, hüzünlü, dokunaklı. 2. Akdoğan.
Tarama Sözlüğü
koygun anlamı
Ak doğan
Ak doğan
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
koygun anlamı
1. Etkili, dokunaklı, acıklı, içli (ses, şarkı vb.). 2. Ünlü, onurlu, kuvvetli.
1. Etkili, dokunaklı, acıklı, içli (ses, şarkı vb.). 2. Ünlü, onurlu, kuvvetli.
koygun anlamı
Koyu (renk için kullanılır).
Koyu (renk için kullanılır).
Yeniköy *Dörtyol -Hatay
*Bor -Niğde
*Ceyhan, *Osmaniye -Adana
koygun anlamı
Etkili, dokunaklı, acıklı.
Etkili, dokunaklı, acıklı.
Çorum
Afşar, Pazarören *Pınarbaşı Kayseri
Yenice Muğla
koygun eş anlamlısı
acıklı
sf. 1. Acındıracak, acı verecek nitelikte olan, dokunaklı, üzücü, koygun: "Bu âdet bir fabrika sahibinin acıklı hayat hikâyesiyle birlikte kondulara yayıldı." -L. Tekin. 2. Acı görmüş, yaslı, kederli: "Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum." -H. E. Adıvar.
sf. 1. Acındıracak, acı verecek nitelikte olan, dokunaklı, üzücü, koygun: "Bu âdet bir fabrika sahibinin acıklı hayat hikâyesiyle birlikte kondulara yayıldı." -L. Tekin. 2. Acı görmüş, yaslı, kederli: "Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum." -H. E. Adıvar.
dokunaklı
sf. Etkili, insanın içine işleyen, müessir, patetik: "Seni anlıyorum kızım dedim. Aklıma daha dokunaklı bir söz gelmedi." -M. Ş. Esendal.
sf. Etkili, insanın içine işleyen, müessir, patetik: "Seni anlıyorum kızım dedim. Aklıma daha dokunaklı bir söz gelmedi." -M. Ş. Esendal.
etkili
sf. Etkisi olan, tesirli, müessir, patetik: "Hayli etkili bir yer altı çalışması yapılıyormuş." -A. İlhan.
sf. Etkisi olan, tesirli, müessir, patetik: "Hayli etkili bir yer altı çalışması yapılıyormuş." -A. İlhan.
içli
sf. 1. İçi dolu (taneli sebze veya kuru yemiş). 2. mec. Kolay duygulanıp incinen, duygulu, hassas, hisli: "Annem evlatlarının bu kayıtsızlığına karşı içli bir hâlde günden güne fazla üzülüyor ve bitiyordu." -Y. K. Beyatlı. 3. mec. Duygulandıran, etkili: "Denize uzanan demir iskelenin ucuna gidip içli şiirler okurduk birbirimize." -H. Taner.
sf. 1. İçi dolu (taneli sebze veya kuru yemiş). 2. mec. Kolay duygulanıp incinen, duygulu, hassas, hisli: "Annem evlatlarının bu kayıtsızlığına karşı içli bir hâlde günden güne fazla üzülüyor ve bitiyordu." -Y. K. Beyatlı. 3. mec. Duygulandıran, etkili: "Denize uzanan demir iskelenin ucuna gidip içli şiirler okurduk birbirimize." -H. Taner.
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
