Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

kör ne demek?

 - 6 sözlük, 8 sonuç.

BSTS / Asalakbilim Terimleri Sözlüğü

kör anlamı
bakınız» sürme.

BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü

kör anlamı İng. blind Osm. âmâ Fr. aveugle
Hiç görmeyen ya da bütün düzeltmelere karşın iki gözündeki görme gücü, onda birden aşağı olan, bu nedenle eğitim ve öğretim etkinliklerinde görme gücünden yararlanamayan kimse.

Güncel Türkçe Sözlük

kör anlamı
sf. 1. Görme engelli: "Körü körüne duygululuk sanatçıyı da körün değneğiyle yolunu araması gibi zavallı duruma düşürür." -N. Cumalı. 2. Keskinliği yeterli olmayan: Kör bıçak. Kör makas. 3. Az aydınlık veren: "Sahanlığın üstünde bir kör kandil yanıyordu." -H. R. Gürpınar. 4. Kötü: "Vakıa bu kör siyaset yüzünden Türklük Rumeli'den çıktı." -Y. K. Beyatlı. 5. mec. Arkası tıkalı olan veya işlek olmayan: Kör sokak. 6. mec. Olguları sezme ve kavrama yetisi, dikkati olmayan. 7. mec. Duyarlığını yitirmiş: "Muhitimiz bize karşı her an kör, sağır ve şuursuzdur." -A. Ş. Hisar.

Tarama Sözlüğü

kör anlamı
Mezar, kabir

Türkçe - İngilizce

kör anlamı
sıfat
1) blind
2) blunt
3) blunt
4) dull
5) sightless
6) blind as a bat
7) unseeing
8) disused
9) obtuse
10) not sharp
11) unsighted
12) mole-eyed
13) stone-blind

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

kör anlamı
Tahıllarda görülen sürme hastalığı.

Sütçüler *Eğridir ve köyleri -Isparta
Tokat -Eskişehir
*Kandıra -Kocaeli
Miye *Taşköprü -Kastamonu
*Kurşunlu -Çankırı
-Erzincan ve köyleri, -Gaziantep
*Antakya -Hatay
Çepni *Gemerek -Sivas
Çiftlik, Koyunbaba *Kalecik, Çanıllı *Ayaş -Ankara
*Bünyan -Kayseri
*Bor -Niğde
*Ermenek -Konya
-Adana
*Mersin -İçel

kör anlamı
Sin, gömüt.

*Foça -İzmir
-Urfa
-Gaziantep
Çıkrıkçı *Akdağmadeni -Yozgat
Temürlü *Kaman, -Kırşehir
Mustafa Paşa *Ürgüp, Şeydin *Avanos -Nevşehir

kör anlamı
Kullanılmış, eski pamuk.

Kızılcabölük -Denizli

kör eş anlamlısı

kötü
sf. 1. İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı: "Hamakat, dalalet ve kötü niyetin bu kadarına söylenebilecek bir şey yoktur." -N. F. Kısakürek. 2. Zararlı, tehlikeli: Kötü adam. 3. Korku, endişe veren: "Yabancının bu kötü kastına yalnız azmimizle karşı koyduk." -R. E. Ünaydın. 4. Kaba ve kırıcı: "Kızına söylemedik kötü lakırtı bırakmamış." -M. Ş. Esendal. 5. Kişi veya toplum üzerinde olumsuz etkileri olan. 6. zf. Aşırı, çok: Kız, oğlana kötü tutuldu.

"kör" için örnek kullanımlar

Elhamdülillah, bugüne kadar, bilerek şuradan bir kör kuruş geçmedi.
Alhamdulillah, so far, knowing that a blind penny has not passed that way.
Kaynak: radikal.com.tr
Maçın ilk yarısını herhalde en iyi anlatacak deyim kör dövüşüydü.
Statement in the first half of the game is probably the most well-blind dövüşüydü tell.
Kaynak: sabah.com.tr
Önceki sistemlerde biliyorduk, şu anda bir anlamda kör uçuş yapıyoruz.
We knew the previous systems, currently flying blind in a sense, we do.
Kaynak: gundem.bugun.com.tr
O görüntülere bakıp 'Emre küfür falan etmedi' dersem bana 'Kör müsün?'
He looked at the images 'Emre swearing he did not' say me, 'Are you blind?'
Kaynak: haber.gazetevatan.com
Çekum veya kör bağırsak, kalın bağırsağın ilk bölümüdür. İleum ile kalın bağırsağı birleştiren bir kese dir. Alt ucunda apandis bulunur
Kaynak: Çekum
Teksas kör semenderi, (Eurycea rathbuni) nadir bulunan, kayaların arasında yaşayan San Marcos , Hays County , Teksas bölgesine ait bir
Kaynak: Teksas kör semenderi

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.