laboratuar anlamı Fr.laboratoire
1. Bilimsel ve teknik araştırmalar, çalışmalar için gerekli araç ve gereçlerin bulunduğu yer: § ""Laboratuarlar"galeyan-engiz bir volkan hâline gelmez mi?" -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri III, 156. § "Dün de, üniversitenin laboratuarında, bilgisayarların aydınlık ekranı önünde birlikte çalışıyorlardı." -Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 28. § "Bir davayı bütün gerçekliği ile göz önüne getirmek, onu zaman ve mekan içindeki yerine, sırasına komak; beyin laboratuvarında inceden inceye elenip dokumuş bir işin nasıl bir iş olduğunu görmek, göstermek, düşünceleri o iş etrafında bir araya toplamak, o işten çıkan neticeleri ilerisi için hedef edinmek; işte Mustafa Kemal'ce düşünüş bu demektir." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar IV, 57. § "Bana kaç defa laboratuvarları, sınıfları, ameliyathaneleri gezdiren doktor, hastalığa ait her şeye karşı merakımı biliyor." -Peyami Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, 40. § "Kadın, erkek bu meraklı tecrübeyi görmek için kafile kafile üstadın laboratuvarına geçiyorlardı." -Reşat Nuri Güntekin, Sönmüş Yıldızlar, 13. § "Binaenaleyh büyük ilmî mesai sayesinde laboratuvarımız..." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 255. § "Koca bir laboratuar kurmuşlardır." -Necip Fazıl Kısakürek, İhtilal, 92. § "Sanat adamı laboratuvardaki bir biyolojist gibi olmalıdır." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 267. § "Hani lise laboratuvarlarında suyun kimyasal terkibinin iki hidrojen ve bir oksijenden ibaret olduğunu kanıtlamakta kullanılan bir aygıt vardır…" -Attila İlhan, Aydınlar Savaşı, 53. 2. Dil laboratuvarı: § "Bu bir laboratuvar işidir ve yalnız nazariye ile halledilemez." -Peyami Safa, Osmanlıca-Türkçe-Uydurmaca,, 90.