lime ne demek?
- 5 sözlük, 6 sonuç.BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü
lime anlamı
1. Tavan ağaçlarının arasını tahtalarla doldurma. (Güzel *Güdül -Ankara) 2. Kiremit. (Boyaı *Güdül -Ankara)
1. Tavan ağaçlarının arasını tahtalarla doldurma. (Güzel *Güdül -Ankara) 2. Kiremit. (Boyaı *Güdül -Ankara)
Güncel Türkçe Sözlük
lime anlamı
is. (li:me) esk. Parça.
is. (li:me) esk. Parça.
İngilizce - Türkçe
lime anlamı
isim
1) kireç
2) lime
3) ıhlamur
4) misket limonu
5) ökse
6) kalsiyum oksit
fiil
1) kireç serpmek
2) ökse sürmek
isim
1) kireç
2) lime
3) ıhlamur
4) misket limonu
5) ökse
6) kalsiyum oksit
fiil
1) kireç serpmek
2) ökse sürmek
Kimya Terimleri Sözlüğü
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
lime anlamı
1. Tuğla. 2. İyi kuramamış kerpicin ikiye bölünmüş parçaları.
1. Tuğla. 2. İyi kuramamış kerpicin ikiye bölünmüş parçaları.
lime anlamı
Dövülen çeltiğin bir bölümünün pirinç, bir bölümünün çeltik olarak kalmış durumu.
Dövülen çeltiğin bir bölümünün pirinç, bir bölümünün çeltik olarak kalmış durumu.
*Tosya -Kastamonu
*Kargı -Çorum
lime eş anlamlısı
parça
is. 1. Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey: Yolun bu parçası bozuk. 2. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime: "Alınacakları bir gece önceden küçük bir karton parçasına yazmıştır." -H. Taner. 3. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modül: On parçadan yapılmış bir oda takımı. 4. Tane: Üç parça elbiselik kumaş. 5. Pasaj: "Hayatımın en acı ve tatlı saatleri bunun başında geçti, eserimin en güzel parçalarını onun kenarında yazdım." -R. N. Güntekin. 6. Müzik eseri. 7. Nesne: "Bu defaki gidişimizde, eşyamızın arasında taç gibi değerli bir parça da vardı." -A. Kutlu. 8. mec. Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz: "Bir çoban parçasısın, olmasa bile koyun / Daima eğeceksin başkalarına boyun." -K. Kamu. 9. argo Güzel, alımlı kız veya kadın.
is. 1. Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey: Yolun bu parçası bozuk. 2. Bir bütünden kopma, kırılma, yırtılma vb. yoluyla ayrılmış bölüm, lime: "Alınacakları bir gece önceden küçük bir karton parçasına yazmıştır." -H. Taner. 3. Birkaçı bir araya geldiğinde bir bütünü oluşturan şeylerin her biri, modül: On parçadan yapılmış bir oda takımı. 4. Tane: Üç parça elbiselik kumaş. 5. Pasaj: "Hayatımın en acı ve tatlı saatleri bunun başında geçti, eserimin en güzel parçalarını onun kenarında yazdım." -R. N. Güntekin. 6. Müzik eseri. 7. Nesne: "Bu defaki gidişimizde, eşyamızın arasında taç gibi değerli bir parça da vardı." -A. Kutlu. 8. mec. Küçümseme ve değersiz sayma bildiren bir söz: "Bir çoban parçasısın, olmasa bile koyun / Daima eğeceksin başkalarına boyun." -K. Kamu. 9. argo Güzel, alımlı kız veya kadın.
"lime" için örnek kullanımlar
Key lime (Citrus aurantifolia) Mandalina limi (Citrus limonia) Misk? limi (X Citrofortunella mitis) Filistin tatlı limi (Citrus
Kaynak: Misket limonu
Kaynak: Misket limonu
lime. 00ff00 | lightgreen. 90ee90 yellowgreen. 9acd32 | limegreen. 32cd32 mediumseagreen. 3cb371 | darkseagreen. 8fbc8f. forestgreen. 228b22 |
Kaynak: X11 renk adları
Kaynak: X11 renk adları
Birden karşısına lime lime elbiseleri ile kendisini güç ayakta tutabilen bir hacı adayı gelir. Bu Tannhauser'dir. Papa'nın kendisinin
Kaynak: Tannhäuser
Kaynak: Tannhäuser
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
