arz ne demek?
- 3 sözlük, 5 sonuç.BSTS / İktisat Terimleri Sözlüğü
arz anlamı
bakınız» sunum
bakınız» sunum
Güncel Türkçe Sözlük
arz anlamı
(I) is. 1. Sunma. 2. Piyasaya mal sürülmesi. 3. Yüksek bir makama anlatma, bildirme.
(I) is. 1. Sunma. 2. Piyasaya mal sürülmesi. 3. Yüksek bir makama anlatma, bildirme.
arz anlamı
(II) is. esk. En, genişlik.
(II) is. esk. En, genişlik.
arz anlamı
(III) is. esk. Yer, yeryüzü.
(III) is. esk. Yer, yeryüzü.
Türkçe - İngilizce
arz anlamı
isim
1) supply
2) offer
3) presentation
4) submission
5) demonstration
6) preferment
isim
1) supply
2) offer
3) presentation
4) submission
5) demonstration
6) preferment
arz eş anlamlısı
bildirme
is. Bildirmek işi, beyan, tebliğ.
is. Bildirmek işi, beyan, tebliğ.
en
(I) is. Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik, boy, uzunluk karşıtı: Kumaşın eni. Yolun eni. Kâğıdın eni.
(I) is. Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik, boy, uzunluk karşıtı: Kumaşın eni. Yolun eni. Kâğıdın eni.
en
(II) is. hlk. Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret.
(II) is. hlk. Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret.
en
(III) zf. Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime: "En iyi adamını yollamış buraya." -A. Ümit.
(III) zf. Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime: "En iyi adamını yollamış buraya." -A. Ümit.
yer
is. 1. gök b. Dünya. 2. Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân: "İzinsiz bir yere gitmek ne haddime?" -M. Ş. Esendal. 3. Gezinilen, ayakla basılan taban: "Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü yerde bir noktaya dikip öylece kalakalıyordu." -H. Taner. 4. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge: "Anadolu'nun bazı yerlerinde eski bir kocakarı itikadı vardır." -R. N. Güntekin. 5. Durum, konum, vaziyet: Türkiye stratejik bakımdan önemli bir yerdedir. 6. Ülke. 7. Görev, makam: "Askerden gelirse bakalım bir yere yerleştirebilecek miyiz?" -M. Ş. Esendal. 8. Önem: Uçağın yurt savunmasındaki yeri. 9. İz. 10. Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa: Deniz kıyısında bir yer aldılar, ev yapacaklar. 11. Ekime elverişli toprak parçası, arazi: Çorak yerde ot bitmez. 12. Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal: Toplantı yeri. Kaza yeri. 13. Otel, motel vb.nde kalınacak oda: Yeriniz var mı? 14. Sinema ve tiyatroda veya taşıtlarda oturulacak koltuk, sandalye: "Ön tarafta bir yer bulup oturunca kurnazlığına pek sevindi." -H. Taner. 15. mec. Durum, konum: Sen benim yerimde olsan ne yapardın?
is. 1. gök b. Dünya. 2. Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân: "İzinsiz bir yere gitmek ne haddime?" -M. Ş. Esendal. 3. Gezinilen, ayakla basılan taban: "Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü yerde bir noktaya dikip öylece kalakalıyordu." -H. Taner. 4. Bulunulan, yaşanılan, oturulan bölge: "Anadolu'nun bazı yerlerinde eski bir kocakarı itikadı vardır." -R. N. Güntekin. 5. Durum, konum, vaziyet: Türkiye stratejik bakımdan önemli bir yerdedir. 6. Ülke. 7. Görev, makam: "Askerden gelirse bakalım bir yere yerleştirebilecek miyiz?" -M. Ş. Esendal. 8. Önem: Uçağın yurt savunmasındaki yeri. 9. İz. 10. Üzerine yapı kurulmaya elverişli arazi, arsa: Deniz kıyısında bir yer aldılar, ev yapacaklar. 11. Ekime elverişli toprak parçası, arazi: Çorak yerde ot bitmez. 12. Bir olayın geçtiği veya geçeceği bölüm, alan, mahal: Toplantı yeri. Kaza yeri. 13. Otel, motel vb.nde kalınacak oda: Yeriniz var mı? 14. Sinema ve tiyatroda veya taşıtlarda oturulacak koltuk, sandalye: "Ön tarafta bir yer bulup oturunca kurnazlığına pek sevindi." -H. Taner. 15. mec. Durum, konum: Sen benim yerimde olsan ne yapardın?
yeryüzü
is. coğ. 1. Yer kabuğu. 2. Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler. 3. Dünya: "Ancak günün birinde, yeryüzü bu, bilinmez, belki taksinin birinde şoför yamaklığı yaparım." -N. Hikmet.
is. coğ. 1. Yer kabuğu. 2. Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler. 3. Dünya: "Ancak günün birinde, yeryüzü bu, bilinmez, belki taksinin birinde şoför yamaklığı yaparım." -N. Hikmet.
"arz" için örnek kullanımlar
Çiğ halde tavuk kıyması üretilemez ve piyasaya arz edilemez.
Raw ground chicken but can not be produced and placed on the market.
Kaynak: karaman.orgÇünkü arz söz konusu olduğunda talep çoktan geliyor.
Because when it comes to the supply demand is coming already.
Kaynak: t24.com.trSizlere ve Sn.Haydar Bey'e saygılarımı arz ederim.
I would offer my respects to you and your Sn.Haydar Bey.
Kaynak: yenimesaj.com.trBunlar bizim için ciddi anlamda tehlike arz ediyor.
They are a serious danger for us is.
Kaynak: turizmguncel.comMikroekonomi teorisinde , arz ve talep arasındaki karşılıklı dengeye dayanan ekonomi modeli, rekabet içindeki piyasalardaki ürünlerin
Kaynak: Arz ve talep
Kaynak: Arz ve talep
Halka arz, hisse senetlerinin çok sayıda ve önceden bilinmeyen yatırımcılara çağrı ve ilan yoluyla satışı olarak tanımlanabilir
Kaynak: Halka arz
Kaynak: Halka arz
Serbest piyasa, ürünün fiyat ının alıcı ve satıcının karşılıklı olarak anlaşmasıyla belirlendiği, arz ve talebine hükümet tarafından
Kaynak: Serbest piyasa
Kaynak: Serbest piyasa
Say Kanunu, Jean Baptiste Say (1767–1832) tarafından ortaya koyulmuş olup, “arz kendi talebini oluşturur” düşüncesi üzerine kuruludur.
Kaynak: Say Kanunu
Kaynak: Say Kanunu
İslam'ın beş şartı, İslam dini nin Sünni mezhebi ne göre büyük önem arz eden beş âmeli (ibâdet ) bütüne verilen isimdir. Bu şartlar
Kaynak: İslam'ın beş şartı
Kaynak: İslam'ın beş şartı
Metzamor Nükleer Santrali (Ermenice : Մեծամոր ատոմակայան), çevresindeki iller için tehlike arz eden ve Ermenistan 'da bulunan nükleer
Kaynak: Metzamor Nükleer Santrali
Kaynak: Metzamor Nükleer Santrali
Halka açık şirket hisselerinin tamamı veya bir kısmı halka arz edilmiş şirket türüdür. Bu hisse senetlerinin İMKB'de işlem görebileceği
Kaynak: Halka açık şirket
Kaynak: Halka açık şirket
Genellikle akışkan basıncının önem arz ettiği sistemlerde basıncın yükselmesi halinde sistemden dışarıya akışkan tahliye ederek basıncı
Kaynak: Valf
Kaynak: Valf
Birkaç veya birçok piyasalar ile ekonomideki arz, talep ve fiyat davranışlarını bir bütün içinde açıklamaya çalışır. Genel olarak, genel
Kaynak: Genel denge teorisi
Kaynak: Genel denge teorisi
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
