madalyon anlamı Fr.médaillon
İçine küçücük resim, saç teli gibi şeyler konulan, boyna zincirle asılan, genellikle değerli metalden yapılmış, türlü biçimde süs eşyası: § "
... kenarı tırtıllı bir madalyondur." -Peyami Safa, Sosyalizm-Marksizm-Komünizm, 280. § "
Hak ettikleri bu madalyonlar, kamalar, yalnız zamanlarında da onu bırakmazlar." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 178. § "
Balkan muharebesinden kalma bir resmini boynundaki madalyonun içinde taşıyor." -
Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 28. § "
Boynuna takacak bir madalyonun parmağında yüzüğün, koynunda saatin de olacak." -Ahmet Midhat Efendi, Henüz 17 Yaşında, 198. § "
Yuvarlak karnının üstünde kalın bir saat kordonuna takılı iki yüzlü bir madalyon her kımıldanışında kah sağa, kah sola çevriliyor." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 33. § "
Ayşe kendi yüreğini eski madalyonlara benzetti." -Nazım Hikmet, Yeşil Elmalar, 104. §
"Fikret de herkes gibi Kemal'in tek tük mısralarını duymuş ve onları Eski Yunan'ın nadir birer tunç madalyonu gibi sevmişti." -Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar Ki, 120. §
"Madalyonun içinde Paris'teki opera meydanının resmi vardı." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri I, 152. §
"Her tarafı lehimli bir madalyon taşıyorum boynumda…" -Necip Fazıl Kısakürek, O ve Ben, 184. §
"Madalyonun tersi." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 57. § "
Ona yüzüğümü ve yıllarca ondan başardığım madalyonumu verdim." -Orhan Pamuk
, Beyaz Kale, 162. §
"Hadi isterseniz madalyonun bir de öteki yüzüne göz atıverelim." -Attila İlhan, Batının Deli Gömleği, 74.