madam anlamı Fr.madame
1. Fransa'da evli kadınlara verilen san: § "
Artık madamın salonunda benim için hazırladığı yer yatağında da uyumak güçtü." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Sahnenin Dışındakiler, 299. § "
Hızla açtı, önündeki madamın şapkasını örseledi." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar I, 72. § "
Mert epey Türkçe bilir. Mesela kendisine sorsak: -Madam... Zevcenizle Fransa'da mı tanıştınız?" -Peyami Safa, Bir Akşamdı, 155. § "
Orada da modacı dükkânını başlarına takınmış, arkalarına giymiş denilmeye seza, birtakım süslü madamlar, doğrusu ya, insanın nazarını işgalden hali bakmıyorlar." -Ahmet Midhat Efendi, Müşahedat, 12. §
"Madam, bu gece birkaç kere hiç şüphesiz odama gelecek." -
Reşat Nuri Güntekin, Damga, 74. § "
Rica ederim madam; bana "Place Monge" un nerede olduğunu söyleyebilir misiniz?" -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 53. § "
... ceketimin kuyruk tarafından çeken hanım'a, madam'a, kokona'ya, dudu'ya saygı göstereyim" -Ahmet Rasim, Eşkâl-i Zaman, 18. 2.
türkiye'de Müslüman olmayan evli kadın: § "
Artık şimdi bildiğim Ermeni madam olmayan pembeli kadın da gölge gibi peşimde." -Adalet Ağaoğlu. Gece Hayatım, 44. § "
Madam Panoyata'nın evine ilk davetimde geldi." -Peyami Safa, Sözde Kızlar, 42. §
"Yukarı salona çıktım. Mahaşerallah; kadın, madam, leydi, dam hepsi Tamam." -Ahmet Rasim, Şehir Mektupları, 93.