Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

mengene ne demek?

 - 5 sözlük, 7 sonuç.

BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü

mengene anlamı
Bir semerci aracı. (-Maraş)

Güncel Türkçe Sözlük

mengene anlamı
is. tek. 1. Onarma, işleme, düzeltme vb. işlemlerin uygulanacağı nesneyi sıkıştırıp istenildiği gibi tutturmaya yarayan bir çeşit alet: "Yıldız, bileğimi bir mengene gibi sıktı." -A. Gündüz. 2. Pres: Zeytin mengenesi. Üzüm mengenesi.

Türkçe - İngilizce

mengene anlamı
isim
1) clamp
2) vice
3) vise
4) mill
5) crampon
6) cramp
7) press
8) crampiron
9) crampoon

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü

mengene anlamı Rum.mángana
1. Onarma, işleme, düzeltme vb. işlemlerin uygulanacağı nesneyi sıkıştırıp istenildiği gibi tutturmaya yarayan bir çeşit alet:§ "Kocaman bir mengenenin üzerinde zayıf omuzları yukarıya doğru bir gölge gibi çırpınıp duruyorlardı." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Mahur Beste, 39. § "Bolşevik rejiminin mengenesi içinde bile Stalin'e değil, Allah'a bağlı olduklarını göstermeye muvaffak olmuşlar." -Peyami Safa, Sosyalizm-Marksizm-Komünizm, 156. § "Nuri onu taktı onu mengeneye." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 58. § "İmamı kaybetmek korkusuyla o hâle geliyorum ki, kafamı bir mengene içine sokup kırmalarını, pestil etmelerini isteyeceğim geliyor." -Necip Fazıl Kısakürek, Aynadaki Yalan, 152. § "Ama katilimi bulduktan sonra ona mengene aletiyle işkence edip…" -Orhan Pamuk, Benim Adım Kırmızı, 12. 2. Yağını veya suyunu çıkarmak için ürünleri sıkmaya yarayan alet, pres:§ "Dört tarafımızı saran mengene dişleri ne bileyim." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 125. § "Bu her eşyasında korkunç bir hatıranın resimleri basılı yerden, bu tavanı vuran ve duvarları mengene gibi vücudu sıkan yerden uzaklaşacağını düşünmek ona biraz nefes aldırıyordu." -Peyami Safa, Bir Akşamdı, 291.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

mengene anlamı
İpek bükülen ya da sarılan çıkrık.

Gerince *Bodrum -Muğla

mengene anlamı
Arabaların arka tekerleklerinin birinde bulunan ve inişlerde fren görevini yapan düzen.

*Düzce -Bolu

mengene anlamı
bilezik.

*Gelendost -Isparta

mengene eş anlamlısı

pres
is. tek. 1. İşletme, onarma, düzletme vb. işlemlerin uygulanması için bir nesneyi, iki ağırlık arasında mekanik olarak sıkıştırmaya yarayan alet, mengene, cendere. 2. Üzüm, elma, zeytin vb. meyve ve sebzeleri sıkarak suyunu, yağını çıkarmakta kullanılan alet veya araç. 3. sp. Baskı.

"mengene" için örnek kullanımlar

çaydurt'dan mengene giderken çimento fabikasının yanından sağa girilerek gidilir. Tarihçe: Köyün eski adı YUKARIHOLUZ'dur. 1000 yıllık Türk
Kaynak: Yukarıçamlı, Bolu
Örneğin, bir freze tablasının mengene sinin bir uçta bırakılması gibi freze tablası üzerinde, farklı sıcaklığa maruz kalan parçalarda
Kaynak: Sünme
Gerilen deri başı mengene gibi sıkar ve inanılmaz acılar vererek aklını yitirmesine neden olur. Böyle bir kişi bilinçsiz ve her istenen
Kaynak: Mankurt
Bir enjeksiyon makinesi üç ana parçadan oluşur: kapama ünitesi (mengene), enjeksiyon ünitesi ve kalıp. Kapama ünitesi, enjeksiyon ve
Kaynak: Plastik enjeksiyon
Baş parmak diğer parmakların karşısına geldiğinden, cisimleri mengene gibi rahatça kavrarlar. Kanca tırnaklı birkaç türün dışında çoğunun
Kaynak: Primat
Dağ köylerinde karayağhanelerde mengene ile sıkılır. Yağhaneye tasirhane, masara da denir. Zeytin sineğinden hastılıklı olan zeytinden
Kaynak: Zeytinyağı
Kerye : ıki haltı birleştirmek için veya halatın çımasına geçici kasa yapmak için sadece madeni halatta kullanılan cıvatalı mengene:
Kaynak: Denizcilik terimleri
Bunlardan mızraklı olan bir kısmı öyle hareketsiz duruyorlardı ki, bronz mengene ve kelepçelerle tutturulmuş olduklarını zannederdiniz.
Kaynak: Sasani İmparatorluğu

Yakın Kelimeler

(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.