Kadını tutsaklaştıran, bir
meta olarak gören bu anlayışın siyasi İslam olduğu açıktır.
Tutsaklaştıran woman, who as a commodity, it is clear that this concept of political Islam.
Kaynak: kibrispostasi.comDaha başka bir boyut da halkın sağlığı, parayla alınıp satılan bir
meta olarak algılamasıdır.
A further dimension to public health, the perception of money as a commodity bought and sold.
Kaynak: ozgurkocaeli.com.trAnneyi , sütünü ticari bir
meta bunun ötesinde sapkınlık boyutunda kullanan bir sistemden bahsediyoruz.
The mother, the milk of a system that uses a commercial commodity beyond that, are we talking about the size of heresy.
Kaynak: timeturk.comTasarı, elimizde kalan son doğal yaşam alanlarını bir kaynak deposu olarak görmekte, doğal varlıkları ticari
meta gibi düşünmektedir.
The bill is now seen as the last remaining natural habitats source tank, believes that natural assets, such as commercial commodities.
Kaynak: hurriyet.com.trAncak Marks'ın tanımlaması bu genellikte durmaz ve özel olarak, yani bir
meta olarak emek gücünün ortaya çıkışını açıklar. satılan bir
metaKaynak: Emek gücüCOinS (ya da uzun haliyle ContextObjects in Spans), web sayfalarının HTML koduna bibliyografik
meta verileri gömme yöntemidir.
Kaynak: COinSMandala (मण्डल), Hindistan kökenli dinlerde metafizik veya sembolik bakımdan
meta veya mikro kozmosu gösteren şekillere verilen ad.
Kaynak: MandalaEvrimsel algoritma (EA), yapay zeka oluşturmada evrimsel bilgisayım ın bir alt küme si olup
meta bulucu optimizasyon algoritma sı
Kaynak: Evrimsel algoritmaBir
meta , menkul kıymet veya döviz in anlık ödeme ve teslimi için olan fiyat anlamına gelir. Vadeli sözleşme veya gelecek işlemeler
Kaynak: Spot fiyatKapital'de yerini daha ayrıntılı biçimde tanımladığı
meta fetişizmi ne bırakır. Yanlış bilinç de Marksist terminoloji içinde önemli bir
Kaynak: Karl MarxÜrünün
meta olma ya da metaya dönüşmesinin niteliğini bu kavramlar açıklar. bir şey olmasına neden olur.
Meta fetişizmi nin kaynağı bu
Kaynak: Değişim değeri ve kullanım değeri