sermaye ne demek?
- 4 sözlük, 4 sonuç.BSTS / İktisat Terimleri Sözlüğü
sermaye anlamı İng. capital
1. Belli bir bedel karşılığı üretim sürecinde üretim faktörlerinden biri olarak yer alan birden çok dönemde kullanılan, emeğin verimliliğini artıran ve kendisi de üretilmiş olan her türlü araç gereç. 2. Gelir yaratma yeteneğine sahip mali veya fiziksel her türlü varlık.
1. Belli bir bedel karşılığı üretim sürecinde üretim faktörlerinden biri olarak yer alan birden çok dönemde kullanılan, emeğin verimliliğini artıran ve kendisi de üretilmiş olan her türlü araç gereç. 2. Gelir yaratma yeteneğine sahip mali veya fiziksel her türlü varlık.
BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü
sermâye anlamı
1) ana akça, baş akça. 2) katılma payı, katkı (Beitrag) (Borçlar Yasası, 521 ile sonrakiler)
1) ana akça, baş akça. 2) katılma payı, katkı (Beitrag) (Borçlar Yasası, 521 ile sonrakiler)
Güncel Türkçe Sözlük
sermaye anlamı
is. (serma:ye) ekon. 1. Bir ticaret işinin kurulması, yürütülmesi için gereken anapara ve paraya çevrilebilir malların Tamamı, anamal, başmal, kapital, meta: "Komisyoncu demek, metelik sermayesi olmayan tüccar demektir." -A. Gündüz. 2. Varlık, servet. 3. mec. Konu: "Bu lakırtı, bir hafta havuzlu kahvenin sermayesi oldu." -R. H. Karay. 4. mec. Genelev kadını.
is. (serma:ye) ekon. 1. Bir ticaret işinin kurulması, yürütülmesi için gereken anapara ve paraya çevrilebilir malların Tamamı, anamal, başmal, kapital, meta: "Komisyoncu demek, metelik sermayesi olmayan tüccar demektir." -A. Gündüz. 2. Varlık, servet. 3. mec. Konu: "Bu lakırtı, bir hafta havuzlu kahvenin sermayesi oldu." -R. H. Karay. 4. mec. Genelev kadını.
Türkçe - İngilizce
sermaye anlamı
isim
1) capital
2) fund
3) stock
4) principal
5) corpus
6) stock-in-trade
isim
1) capital
2) fund
3) stock
4) principal
5) corpus
6) stock-in-trade
sermaye eş anlamlısı
anamal
is. (ana'mal) tic. 1. Sermaye. 2. Bir ticaret işinin kurulması, yürütülmesi için gereken anapara ve paraya çevrilebilir malların bütünü, sermaye.
is. (ana'mal) tic. 1. Sermaye. 2. Bir ticaret işinin kurulması, yürütülmesi için gereken anapara ve paraya çevrilebilir malların bütünü, sermaye.
başmal
is. (ba'şmal) tic. Sermaye.
is. (ba'şmal) tic. Sermaye.
kapital
is. tic. Sermaye.
is. tic. Sermaye.
konu
is. 1. Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje: "Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım." -Y. Z. Ortaç. 2. Üzerinde konuşulan şey, bahis: "Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım." -B. Felek.
is. 1. Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya durum, mevzu, süje: "Öğretmenimizin verdiği konuları manzum yazardım." -Y. Z. Ortaç. 2. Üzerinde konuşulan şey, bahis: "Daha fazla tafsilata girmeyi bugün zararlı gördüğüm için bu konuda susacağım." -B. Felek.
meta
is. (meta:) 1. Mal, ticaret malı. 2. tic. Sermaye: "Batıdan aldığımız öteberi arasında en kıymetli meta kendi memleketimizi karış karış dolaşma arzusu olmalıdır." -B. R. Eyuboğlu.
is. (meta:) 1. Mal, ticaret malı. 2. tic. Sermaye: "Batıdan aldığımız öteberi arasında en kıymetli meta kendi memleketimizi karış karış dolaşma arzusu olmalıdır." -B. R. Eyuboğlu.
servet
is. Varlık, zenginlik, mal mülk: "Servet denen şey çok defa paradan ibarettir." -F. R. Atay.
is. Varlık, zenginlik, mal mülk: "Servet denen şey çok defa paradan ibarettir." -F. R. Atay.
varlık
is. 1. Var olma durumu, mevcudiyet: "Bir millet, varlığını, her şeyden çok dilinde yaşatır." -O. V. Kanık. 2. Var olan her şey: "Her varlık bir yaratıktır. Her yaratık da canlı." -N. F. Kısakürek. 3. Para, mal, mülk, zenginlik, variyet. 4. Önemli, yararlı, değerli şey: "Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar." -Anayasa. 5. Ömür, hayat: "Bütün sevgileri atıp içimden / Varlığımı yalnız ona verdim ben." -A. K. Tecer. 6. Canlı varlıkların sayısal yoğunluğu veya dağılımı, popülasyon. 7. fel. Kalıcı olan, gelip geçici olmayan şey.
is. 1. Var olma durumu, mevcudiyet: "Bir millet, varlığını, her şeyden çok dilinde yaşatır." -O. V. Kanık. 2. Var olan her şey: "Her varlık bir yaratıktır. Her yaratık da canlı." -N. F. Kısakürek. 3. Para, mal, mülk, zenginlik, variyet. 4. Önemli, yararlı, değerli şey: "Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar." -Anayasa. 5. Ömür, hayat: "Bütün sevgileri atıp içimden / Varlığımı yalnız ona verdim ben." -A. K. Tecer. 6. Canlı varlıkların sayısal yoğunluğu veya dağılımı, popülasyon. 7. fel. Kalıcı olan, gelip geçici olmayan şey.
"sermaye" için örnek kullanımlar
Derneğin sermaye artırımına koyması gereken nakit tutarsa 125 milyon.
Association raises 125 million in cash to put capital increase.
Kaynak: hurriyet.com.trBeşiktaş çok zarar etmiş durumda son 8 senede. Sermaye ihtiyacımız var.
Besiktas is the last 8 years has taken its toll. Need capital.
Kaynak: fotospor.comNadiroğlu, reel sektörün sermaye birikiminin ziyan olmayacağını anlattı.
Nadiroğlu, told the real sector of capital accumulation will not be wasted.
Kaynak: habervan.comGüçlü sermaye ve yeni oyuncuların gelmesi fayda sağlar.
Benefit from strong capital and the arrival of new players.
Kaynak: ekonomi.milliyet.com.trSermaye veya kapital; ekonomi biliminde mal üretmek için kullanılan makine, fabrika gibi fiziksel araçlardır. bilimindeki sermaye kavramı
Kaynak: Sermaye
Kaynak: Sermaye
Sermaye şu anlamlara gelebilir: Sermaye Sermaye artırımı Sermaye Piyasası Kurulu Finansal sermaye kontrolleri Türkiye Sermaye Piyasası
Kaynak: Sermaye (anlam ayrımı)
Kaynak: Sermaye (anlam ayrımı)
Bu sayfada, öncelikle parasal kriz teoriyle sermaye hareketlerinin etkileşiminin incelemesi devamında ise, sermaye kontrollerinin geniş bir
Kaynak: Finansal sermaye kontrolleri
Kaynak: Finansal sermaye kontrolleri
Sermaye artırımı, bir şirket in esas sermaye sine karşılık olan hisse senetlerinin bedelleri ödendikten sonra genel kurul kararı ile yeni
Kaynak: Sermaye artırımı
Kaynak: Sermaye artırımı
Özel sermaye kamu sektörlerinden farklı olarak bireysel kar amacı güder. Patronların çıkarları dahilinde işler. Ne var ki patronlar ancak
Kaynak: Özel sermaye
Kaynak: Özel sermaye
Döner sermaye, özellikle kamu kurum ve kuruluşların hizmet kalitesini artırması için ihtiyaç duyulan mal ve diğer hizmetleri alabilmesi ve
Kaynak: Döner sermaye
Kaynak: Döner sermaye
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası ya da kısaca İMKB, sermaye piyasası nda faaliyet gösteren banka ve aracı kurum lara saklama ve takas
Kaynak: İstanbul Menkul Kıymetler Borsası
Kaynak: İstanbul Menkul Kıymetler Borsası
Aracı kuruluş ya da aracı kurum; sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunmak üzere Sermaye Piyasası Kurulu 'nca yetkili kılınmış banka lar ve
Kaynak: Aracı kurum
Kaynak: Aracı kurum
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), 1971 yılında İstanbul merkezli önde gelen Türk sermaye darlarınca kurulmuş olan örgütün
Kaynak: TÜSİAD
Kaynak: TÜSİAD
Sermaye stokunun kısıtlığından veya mevcut sermaye tesislerinin hızlı nüfus artışı dolayısıyla herkese iş sağlamaya yeterli olamamasından
Kaynak: Yapısal işsizlik
Kaynak: Yapısal işsizlik
Girişimci; ticaret , sanayi gibi alanlarda sermaye koyarak bir işi yapmaya girişen, kar amacıyla riski üzerine alan kişidir Girişimci
Kaynak: Girişimci
Kaynak: Girişimci
Amortisman, genel olarak, üretim faaliyetleri sonucunda mal ve hizmetler oluşturulurken geçmiş yıllardan devralınan sermaye mallarında
Kaynak: Amortisman
Kaynak: Amortisman
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
