efendi is. 1. Günümüzde bey unvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir unvan:
"Yeni ev, Rüstem Efendi'ye kiraya verildi." -Y. Z. Ortaç. 2. Buyruğu yürüyen, sözü geçen kimse:
"Köylü memleketin efendisidir." -Atatürk. 3. Koca:
"Bizim efendi artık geceleri de eve gelmiyor." -C. Uçuk. 4.
ünl. (efe'ndi) Hizmetlilere seslenilirken kullanılan bir söz. 5.
ünl. (efe'ndi) Erkekler için kullanılan bir seslenme sözü:
"Efendi! Allah'ın emriyle kızını bana ver." -S. F. Abasıyanık. 6.
mec. Görgülü, nazik, kibar. 7.
esk. Eğitim görmüş kişiler için özel adlardan sonra kullanılan unvan.
malik is. (ma:lik) Sahip, iye:
"Yersiz yurtsuz bir aile görünce sekiz kat apartmanlara malik iratçıyı hatırlayınız." -H. R. Gürpınar.
sahip is. (sa:hip) 1. Herhangi bir şey üstünde mülkiyeti olan, onu yasaya uygun bir biçimde dilediği gibi kullanabilen kimse, iye, malik. 2. Herhangi bir niteliği olan kimse, ehil:
Bilgi sahibi. Zevk sahibi. 3. Bir iş yapmış, üstlenmiş veya bir eser ortaya koymuş kimse. 4.
mec. Koruyan, arka çıkan, gözeten kimse.
Tanrı öz. is. din b. Kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık, Yaradan, Allah, Rab, İlah, Mevla, Halik, Hüda, Hu, Oğan.
tanrı is. din b. Çok tanrıcılıkta var olduğuna inanılan insanüstü varlıklardan her biri, ilah.