efendi anlamı Rum.eféndi
1. Eğitim görmüş kişi için adlardan sonra kullanılan unvan: § "
Nuri Efendi'nin muvakkithanesinde ne bu baş sallamaları ne manalı tebessümler ve kahkahalar vardı." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri
ayarlama Enstitüsü, 30. § "
İmdi İstanbul'un karışık zamanında Üsküdar'da Ahmediye semtinde Veysel Efendi namında bir mütemevvil vardı." -Ahmet Midhat Efendi, Dünyaya İkinci Geliş, 4. 2. Günümüzde bey unvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir unvan: § "
Caliban'ı başa geçirenler de "Efendimiz anlamadı bunu, kaldırınız, imüğünü sıkıverin bunu yapanın!" diyorlar."-Nurullah Ataç, Prospero ile Caliban, 38. 3. Buyruğu yürüyen, sözü geçen kimse: § "
Ben hayatın efendisiyim. Bulunduğum yerde yeis ve hüzün olmaz." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 30. § "
Mihverin yeni nizamı eski emperyalizmin efendilerini değiştirmekten başka hiçbir yenilik vaad etmiyor." -Peyami Safa, 20. Asır Avrupa ve Biz, 134. § "
Her fert kendi evinin efendisi, kendi hukukunun sahibidir." -Ziya Gökalp, Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler, 139. § "
Atatürk istediği kadar hizmetkârları efendi görmeyi dilemiş olsun..." -Adalet Ağaoğlu, Geçerken, 64. 4. Koca: § "
Aslında Ali olan adına özellikle karısı Meryem'in sık sık ‘canım efendim' diye ünleyişleri nedeniyle kendiliğinden bir ‘can' eki takılmış ve yıllar içinde adı gazi Alican çavuş olarak yerleşip, öylece kalmıştı." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 24. 5.
mec. Görgülü, nazik, kibar. 6. (erkekler için) Seslenme sözü olarak kullanılır. 7. Hizmetlilere seslenme sözü.