Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

efendi ne demek?

 - 5 sözlük, 7 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

efendi anlamı
is. 1. Günümüzde bey unvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir unvan: "Yeni ev, Rüstem Efendi'ye kiraya verildi." -Y. Z. Ortaç. 2. Buyruğu yürüyen, sözü geçen kimse: "Köylü memleketin efendisidir." -Atatürk. 3. Koca: "Bizim efendi artık geceleri de eve gelmiyor." -C. Uçuk. 4. ünl. (efe'ndi) Hizmetlilere seslenilirken kullanılan bir söz. 5. ünl. (efe'ndi) Erkekler için kullanılan bir seslenme sözü: "Efendi! Allah'ın emriyle kızını bana ver." -S. F. Abasıyanık. 6. mec. Görgülü, nazik, kibar. 7. esk. Eğitim görmüş kişiler için özel adlardan sonra kullanılan unvan.

Kişi Adları Sözlüğü

Efendi anlamı Köken: Yun.
Cinsiyet: Erkek
1. Buyruğu yürüyen, sözü geçen kimse. 2. Görgülü, nazik, kibar kimse.

Türkçe - İngilizce

efendi anlamı
isim
1) master
2) lord
3) sir
4) baboo
5) guv
6) baas
7) seigneur
8) seignior
9) guvnor
10) arbiter
11) husband
sıfat
1) blushing
2) well-behaved
3) well-mannered

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü

efendi anlamı Rum.eféndi
1. Eğitim görmüş kişi için adlardan sonra kullanılan unvan: § "Nuri Efendi'nin muvakkithanesinde ne bu baş sallamaları ne manalı tebessümler ve kahkahalar vardı." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri ayarlama Enstitüsü, 30. § "İmdi İstanbul'un karışık zamanında Üsküdar'da Ahmediye semtinde Veysel Efendi namında bir mütemevvil vardı." -Ahmet Midhat Efendi, Dünyaya İkinci Geliş, 4. 2. Günümüzde bey unvanından farklı olarak özel adlardan sonra kullanılan ikinci derecede bir unvan: § "Caliban'ı başa geçirenler de "Efendimiz anlamadı bunu, kaldırınız, imüğünü sıkıverin bunu yapanın!" diyorlar."-Nurullah Ataç, Prospero ile Caliban, 38. 3. Buyruğu yürüyen, sözü geçen kimse: § "Ben hayatın efendisiyim. Bulunduğum yerde yeis ve hüzün olmaz." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 30. § "Mihverin yeni nizamı eski emperyalizmin efendilerini değiştirmekten başka hiçbir yenilik vaad etmiyor." -Peyami Safa, 20. Asır Avrupa ve Biz, 134. § "Her fert kendi evinin efendisi, kendi hukukunun sahibidir." -Ziya Gökalp, Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler, 139. § "Atatürk istediği kadar hizmetkârları efendi görmeyi dilemiş olsun..." -Adalet Ağaoğlu, Geçerken, 64. 4. Koca: § "Aslında Ali olan adına özellikle karısı Meryem'in sık sık ‘canım efendim' diye ünleyişleri nedeniyle kendiliğinden bir ‘can' eki takılmış ve yıllar içinde adı gazi Alican çavuş olarak yerleşip, öylece kalmıştı." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 24. 5. mec. Görgülü, nazik, kibar. 6. (erkekler için) Seslenme sözü olarak kullanılır. 7. Hizmetlilere seslenme sözü.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

efendi anlamı
< Rum. efentis < authentes: efendi; efendim; beyim || efende || efende || efendi dadaş: bey kardeşim || efendim || efennim || evendim || efendim ne olacak || efendim sene söylem || efendim sen söyle || efendim söyleym || efendime söylem
efendi anlamı
Hoca, imam, din adamı

Rize

efendi anlamı
(Hoca) efendi

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

efendi eş anlamlısı

kibar
sf. 1. Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan (kimse): "İşte senin bu kibar, bu efendi hâllerine bayılıyorum." -Y. Z. Ortaç. 2. Seçkin, değerli: "Fazla bolluk da görmemiş bir ailenin kibar eşyaları sessiz bir şekilde âdeta hitap ediyordu." -S. F. Abasıyanık. 3. Zengin, soylu, köklü (kimse, aile): "Telefona giderek kibar ve varlıklı insanlara has bir şive ile köşkten otomobili istetti." -H. Taner. 4. is. esk. Büyükler, ulular.
koca
(I) is. Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş, zevç: "Bütün kadınlar gibi aklınca bu yolla kocasını zevksizlikle suçluyordu." -A. Kutlu.
koca
(II) sf. 1. Büyük, geniş: "Uyandığım zaman koca bir karaltı vardı önümüzde." -A. Erhat. 2. Kocaman, iri: Koca kafa. 3. Yaşlı, ihtiyar, pir. 4. Yüksek. 5. mec. Büyük, ulu.
nazik
sf. (na:zik) 1. Başkalarına karşı saygılı davranan: "Seçilmişlik duygusu insanları birbirine yakınlaştırdığından içeride herkes birbirine karşı son derece nazikti." -E. Şafak. 2. İnce yapılı, narin: "Kadın fevkalade nazik ve güzel, çocuklar oya gibi idiler." -S. F. Abasıyanık. 3. Özen, dikkat gösterilmezse kırılabilen, bozulabilen, kötüleşebilen: Nazik bir bitki. 4. Gerekli önlemler alınmadığında daha kötü olan, kritik: "Şimdi devleti tehlikeden kurtaracak pek nazik zamandır." -A. Ş. Hisar. 5. Dikkat isteyen, özen gerektiren: "Rica ederim gülmeyiniz, iş pek naziktir, şaka götürmez." -H. R. Gürpınar.

"efendi" için örnek kullanımlar

Cami kürsüsünde bir hoca efendi çok tesirli bir şekilde konuşmaktadır.
Master teacher speaks in a very effective manner Mosque chair.
Kaynak: merhabahaber.com
Çığırtkana da sor bakalım kendisine bir efendi satın almak isteyen var mı?
Let's ask him a master in Çığırtkana Does anyone want to buy?
Kaynak: turizmhaberleri.com
Kadı efendi Şehzade Mustafa hakkında ne karar verecek?
Prince Mustafa Kadi master will decide what to do about?
Kaynak: gazetea24.com
eee akılsız başın cezasını ayaklar değil bu takım renklerine gönül vermiş kişiler çekti sadri efendi .
uh mindless people who committed the colors of this team is not the head, feet, drew the penalty sadri master.
Kaynak: fotomac.com.tr
Müftüzade İsmail Efendi İsmail efendi 1888 'de Bulgaristan 'ın Kızanlık veya Kazanlık (Bulgarca : Kazanlak / Казанлък) şehrinde hariciye
Kaynak: İsmail Efendi

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.