askı ne demek?
- 12 sözlük, 16 sonuç.
BSTS / Edebiyat ve Söz Sanatı Terimleri Sözlüğü
askı anlamı
(Halk edebiyatı terimi) Saz şâirleri arasında yapılan deyiş yarışında üstün gelene verilmek üzere duvara asılan tabanca, kumaş gibi ödül.
BSTS / Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü
askı anlamı İng. hanging iron Alm. Haken Fr. crochet İtl. gancio
Her iki ucundan palangalar yoluyla yukarı çekilip aşağı indirilebilen ve üzerlerine pano ya da ışıldak asmaya yarayan demir boru ya da çubuk.
BSTS / Metalbilim İşlem Terimleri Sözlüğü
askı anlamı İng. rack
Alm. Rahmen; Zahnstange
Yunak ya da sıvı or
Tamlı fırınlarda, işleme sokulacak çeşitli parçaların asıldığı araç.
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
askı anlamı Fr. cabane
(ipek böceği) (tarım)
BSTS / Otomobilcilik ve Motor Bilgisi Terimleri
askı anlamı İng. suspension Osm. süspansiyon Alm.Radaufhangung Fr. suspension
Tekerlekleri gövdeye bağlayan, yaylanmaya olanak veren düzenek.
BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü
askı anlamı İng. cut-out hanger, editing rack, rack (for editing), cuts rack Alm. Galgen Fr. support de film coupé pour montage, chutier
Sinem. Kurgu odasında, üzerine film parçalarının asıldığı sıra çengeller.
BSTS / Yazın Terimleri Sözlüğü
askı anlamı
Saz ozanları arasında yapılan yarışmada, üstün, gelene verilmek üzere duvara asılan tabanca, kumaş vb. ödüller.
BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü
askı anlamı(I) Kahvehanelerde kahve, çay,
gazoz ve benzerlerini dağıtmakta kullanılan, üst kısmındaki halkadan tutularak taşınan, tepsi. (*Yalvaç, *Senirkent -Isparta)
askı anlamı
(II) Üzerine lâmba konan tahta lâmbalık. (Ballık, İnönü -Eskişehir)
askı anlamı
(III) 1. Yayın, kiraz ya da ardıçtan yapılan esnek kısmı. (*Yalvaç -Isparta) 2. Hallaçtaki esnek, eğri çubuk. (*Bor -Niğde) 3. S harfi biçimindeki demir elbise asacağı. (Kandilli *Bozüyük -Bilecik)
Güncel Türkçe Sözlük
askı anlamı is. 1. Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne:
"Durumu hiç değilse bir süre kurtarmak için giysiyi bir askıya takıp duvardaki çiviye astım." -A. Kutlu. 2. Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ. 3. Artırma, eksiltme vb. resmî iş ilanlarının ilgili daire duvarında belli bir zaman süresince asılı durması. 4. Hastanelerde kırık kol veya bacakların asılarak tutturulduğu araç. 5. Çay, kahve taşımaya yarar kahveci tepsisi, fener. 6. Saklanmak için tavana asılmış dizi veya hevenk:
Üzüm askısı. Ayva askısı. 7. Yeni yapılan yapıların çatısına, ev sahibi tarafından usta için veya düğün arabalarına düğün sahibi tarafından arabacı için armağan olarak asılan kumaş. 8. Gelinin oturacağı yerin üstüne asılan süsler:
"Askı ... kalpakçılar başındaki hususi dükkânlardan ariyet kaldırılan ve düğün odasının münasip bir köşesine kurulan bir nevi dekor." -R. H. Karay. 9. Kadınların kullandığı
Altın dizisi veya zincirli mücevherat. 10. Düğünlerde geline yakınları tarafından takılan hediye. 11. İpek böceğinin kozasını sarması için yanına konulan çalı çırpı. 12. Saz şairleri arasında yapılan deyiş yarışında üstün gelene verilmek için duvara asılan kumaş, tabanca vb. ödül.
Tarama Sözlüğü
askı anlamı
İpek kozası.
Türkçe - İngilizce
askı anlamı
isim
1) hanger
2) rack
3) suspender
4) clothes hanger
5) suspensory
6) shoulder strap
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
askı anlamıNişan: iki gün sonra askımız var siz de buyurun.
İlyas *Keçiborlu -Isparta
askı anlamı
1. Gümüş bir parça üzerine sıralanıp başa takılan ziynet eşyası. 2. Oğlaklara asılan yapraklı dal. 3. Üzüm, ayva, nar, mısır gibi yiyeceklerin iplere dizilerek tavana asılmış durumu. 4. İpek böceğinin koza sarması için konan çalı çırpı. 5. Çeyizi gelin odasına, gösterme amacıyla asma. 6. Düğünlerde, geline, akraba ve yakınları tarafından takılan hediyeler. 7. Avize. 8. Yeni yapılan evlerin üzerine ustalara armağan olarak asılan şey. 9. Halk şairlerinin çözmesi için kahve duvarlarına asılan bilmece. 10. Küpeleri düşmemek için birbirine bağlıyan iplik.
askı anlamıKahvecilerin kahve taşıma tepsisi.
*Gelibolu -Çanakkale
askı eş anlamlısı
fener is. 1. Saydam bir maddeden yapılmış veya böyle bir madde ile donatılmış, içinde ışık kaynağı bulunan aydınlatma aracı:
"Sigara içilmeyecek, kibrit, fener yakılmayacaktı." -Ö. Seyfettin. 2. Gemilere yol gösteren ışık kulesi:
"Deniz, bu Japon fenerinden dökülen ışıklar altında ıslak parıltılarla, yanıp sönüyor." -Y. Z. Ortaç. 3. Tepesinden kulplu kahveci tepsisi, askı.