Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

fener ne demek?

 - 9 sözlük, 9 sonuç.

BSTS / Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü

fener anlamı
Eski meddahların, tuğlarının dibine yaydıkları örtü üzerine koydukları fener. Bu fenerin öykü sırasında yanması gerekirdi. Fenerini yakmış olan meddah böylece öyküye başlayacağını belirtmiş olurdu.

BSTS / Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü

fener anlamı
(Mimarlık) Kimi yapıların kubbe ve damlarında içeriye ışık vermek için yapılmış, çevresi pencereli, bacaya benzeyen, üstü kapalı bölüm. a. bakınız» dam penceresi.

BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü

fener anlamı
(a.) Sinem. (türkiye'de) Sinemaların önyüzlerinin büyük bölümünü kapsayacak boydaki ası.

BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü

fener anlamı
1. Değirmenlerde üst taşın baltacığma bağlı olan ve buğdayın taşlar arasına dökülmesini sağlayan kafes biçiminde bir araç. 2. Saat çarklarının bir ucunda bulunan kalın dişli. (-Bursa)

Güncel Türkçe Sözlük

fener anlamı
is. 1. Saydam bir maddeden yapılmış veya böyle bir madde ile donatılmış, içinde ışık kaynağı bulunan aydınlatma aracı: "Sigara içilmeyecek, kibrit, fener yakılmayacaktı." -Ö. Seyfettin. 2. Gemilere yol gösteren ışık kulesi: "Deniz, bu Japon fenerinden dökülen ışıklar Altında ıslak parıltılarla, yanıp sönüyor." -Y. Z. Ortaç. 3. Tepesinden kulplu kahveci tepsisi, askı.

Türkçe - İngilizce

fener anlamı
isim
1) lighthouse
2) lantern
3) beacon
4) lamp
5) glim
6) cresset
7) flambeau
8) dark lantern

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü

fener anlamı Rum.fanári
1. Saydam bir maddeden yapılmış veya böyle bir madde ile donatılmış, içinde ışık kaynağı bulunan aydınlatma aracı: § "Ziyası menedilmiş bir hırsız feneri göründü." -Ahmet Midhat Efendi, Zeyli Hasan Mellâh Yahut Sır İçinde Esrar, 26. § "fener." -Ahmet Vefik Paşa, Lehçe-i Osmani. § "Ağacın dalına astıkları bir fenerin altında çalışıyorlardı." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 23. § "Karanlık iyice basınca iplere takılı yüz tane fener yaktılar." -Ruşen Eşref Ünaydın, C. 9, 82. § "Elinde, galiba, bir büyük fener sallıyordu." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 55. § "Otomobilin fenerlerinden dökülen muntazam ışıklar içinde ...." -Peyami Safa, Sözde Kızlar, 124. § "Ağacın dibinde dala asılı bir cam fener." -Reşat Nuri Güntekin, Eski Şeyler, 157. § "Orada durur, elindeki feneri samanlığın içine sıkar, içeri bakar." -Adalet Ağaoğlu. Kendini Yazan Şarkı Evcilik Oyunu. s. 11. § "Ellerinde renk renk fenerler yakıp ucu demirli sopaları, bellerinde kılıç ve ok ve yaylarla çuldan elbise giyip doaşlarında korkunç, acayip taçlar ve çeşit çeşit külahları ile yerlere sopa vurarak hırsız kaçırmış şekilde..." -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 298. § "Yine yeşil şapka fenerin altında duruyordu." -Nazım Hikmet Ran, Yeşil Elmalar, 106. § "Bir yandan sonsuz meçhuller iklimimize fener tutan ve eşyanın nabzını sayan bir telkinci…" -Necip Fazıl Kısakürek, O ve Ben, 64. § "Neferlerin kaputlarını(asker paltosu) yatak olarak kullandıkları düşünülürse, benim ot yastığım, kilim yatağım, kristal kandil fenerim, kahve takımım ve teneke mangalımdan meydana gelen fevkalade muhteşem lüksümü taktir edersiniz." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 117. § "Methaldeki akasyalara renkli fenerler asılmış..." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri II, 247. § "… bellerinde fenerleri…" -Elif Şafak, Mahrem, 32. § "Hani bazı konferanslarda şeytan feneriyle resimler gösterilir, bu konferansta da tiyatro parçaları gösteriliyor." -Nurullah Ataç, Söyleşiler, 78. 2. Gemilere yol gösteren ışık kulesi, deniz feneri: § "Baltık denizini geçerlerken, fiyotlarda, adalarda, sisin arasında yanıp sönen deniz fenerleri…" -Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 135. § "Aynalı Kavak iskelesinden Fener iskelesine…" -Ahmet Rasim, Tarih ve Muharrir, 39. 3. Tepesinden kulplu kahveci tepsisi, askı.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

fener anlamı
Uçurtma.

-Burdur

Yerleşim Birimleri Sözlüğü

Fener anlamı
Samsun ili, Bafra ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

fener eş anlamlısı

askı
is. 1. Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne: "Durumu hiç değilse bir süre kurtarmak için giysiyi bir askıya takıp duvardaki çiviye astım." -A. Kutlu. 2. Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ. 3. Artırma, eksiltme vb. resmî iş ilanlarının ilgili daire duvarında belli bir zaman süresince asılı durması. 4. Hastanelerde kırık kol veya bacakların asılarak tutturulduğu araç. 5. Çay, kahve taşımaya yarar kahveci tepsisi, fener. 6. Saklanmak için tavana asılmış dizi veya hevenk: Üzüm askısı. Ayva askısı. 7. Yeni yapılan yapıların çatısına, ev sahibi tarafından usta için veya düğün arabalarına düğün sahibi tarafından arabacı için armağan olarak asılan kumaş. 8. Gelinin oturacağı yerin üstüne asılan süsler: "Askı ... kalpakçılar başındaki hususi dükkânlardan ariyet kaldırılan ve düğün odasının münasip bir köşesine kurulan bir nevi dekor." -R. H. Karay. 9. Kadınların kullandığı altın dizisi veya zincirli mücevherat. 10. Düğünlerde geline yakınları tarafından takılan hediye. 11. İpek böceğinin kozasını sarması için yanına konulan çalı çırpı. 12. Saz şairleri arasında yapılan deyiş yarışında üstün gelene verilmek için duvara asılan kumaş, tabanca vb. ödül.

"fener" için örnek kullanımlar

yarıda Meireles, Kuyt ve Sow farkı getiren golleri attı. Fener alayı.
half Meireles, Kuyt, and that the difference Sow scored goals. Lantern procession.
Kaynak: sabah.com.tr
Fener'den çeyrek finale dev adım. Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi 3.
Lantern from the quarter-finals giant step. Fenerbahce, UEFA Europa League 3
Kaynak: spor.bugun.com.tr
UEFA'nın cezayı onaması Fener yönetimini harekete geçirdi.
UEFA's punishment has prompted the management to approve the Lanterns.
Kaynak: takvim.com.tr
Emre Belözoğlu'ndan Fener'e hayat öpücüğü!
Flashlight Emre Belözoğlu'ndan to the kiss of life!
Kaynak: samanyoluhaber.com
Büyülü fener (Latince : Lanterne magica), günümüzdeki slayt projektör lerin atası olan tarihteki ilk projeksiyon cihazı. Tarihçe
Kaynak: Büyülü fener
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.