mistik anlamı Fr.mystique
1. Mistisizm yanlısı olan, ilahiyat veya mistik yaşamla uğraşan kimse, gizemci:§
"Bu meloman sosyolog, bu içtimai mistik aynı zamanda zavallı bir kleptoman ve zavallı fetişti." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Sahnenin Dışındakiler, 299. §
"Bu faktör mistik vasfından dolayı kendi kendine hareket eden bir amil midir..." -Peyami Safa, Sosyalizm-Marksizm-Komünizm, 23. § "
Koro! Bay mistik!" -Necip Fazıl Kısakürek, Ahşap Konak, 253. §
"Mistiklere karşı ona dayanarak korunmuş, görünen dünyanın vehimlerinden onunla kurtulmuş, ilme ve pozitif felsefeye onun kılavuzluğu ile varabilmiş." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 123. 2. Mistisizm ile ilgili:§
"Mistik ilhamla vazıh düşünceyi, en çetin ihtirasla ferdi huzur endişesini el ele yürüten tabiatın mahiyetini sonra kitaplardan öğrendi." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 29. §
"Dünyayı yine aynı mistik ve paradoksal gözlerle görüyordu." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 94. §
"Çünkü akıl alanının dışında da, sezgi, duygu, mistik, vecd ve istiğrak yol ile varılan hakikatler olduğunu gerçek ilim adamları inkâr etmemektedirler." -Peyami Safa, Din, İnkılap, İrtica, 16. § "
Roma'da öldürüleceği zaman ayaklarından asılmasını isteyecek kadar mistik-sırrî bir ruh burkuntusu içindedir." -Necip Fazıl Kısakürek, İhtilal, 23. §
"Doğrusu üç askerin Gelibolu'dan dönüşleriyle notere gidip bu mistik olaya şahitlik edişleri arasında elli yıl olduğunu hiç hesap etmemişlerdi." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 174. § "
Bunun için de milletçe mistik ve skolastik düşünce sistemini bir an önce geldiği yere gönderip Garbın yapıcı, tartışıcı, yaratıcı ve araştırıcı düşünce sistemini benimsememiz gerekiyor." -Nurullah Ataç, Dergilerde Deneme, 35.