motif anlamı İng. motif
Özellikle proteinlerde görülen ve özel görevi olan üç boyutlu bir alt yapı.

motif anlamı
bakınız» örge, güdü.

motif anlamı Lat.motivus Alm. motiv
[Lat. motivus - gütmek] Güdü. Birçoğu yanyana gelerek bir tiyatro yapıtını geliştiren ve kendi başlarına birer varlık olan öğe. 1. Motif ikiye ayrılır: a) Ana motif (bakınız» leitmotiv), b) Yan motif. 2. Yazara işlemek üzere gereçi aldıran neden. 3. Oyuncuya oyunda davranışını yaptıran neden.

motif anlamı
is. 1. Yan yana gelerek bir bezeme işini oluşturan ve kendi başlarına birer birlik olan ögelerden her biri: Halı motifi. Danteldeki motifler. 2. ed. Bir eserde sık sık tekrarlanan süsleyici öge. 3. müz. Bestenin bir parçasına çeşitli yönlerden birlik sağlayan belirleyici küçük birim: Melodi motifi.

motif anlamı
isim
1) motif
2) örge

motif anlamı Fr.motif
1. Yan yana gelerek bir bezeme işini oluşturan ve kendi başlarına birer birlik olan ögelerden her biri:§ "Kardelen'se, küçük bir makasla gipür danteli motiflerinden özenle oymakta." -Adalet Ağaoğlu, Üç Beş Kişi, 93. § "Fakat sonraları unutulan bir motifi ile yeniden karşılaşmış oluyoruz." -Peyami Safa, Türk İnkılabına Bakışlar, 181. § "Bu çerçevenin içini, medeniyetin o rengarenk nakışlarıyla, motifleriyle doldurmak, bilir misiniz ne büyük iştir." -Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 32. § "... çok ince motiflerle süslü mermer sandukası..." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 43. § "Mine bu atölyenin, duvara çizilmiş bir dekor motifi gibi sökülmez ve yerinden kımıldatılmaz arması…" -Necip Fazıl Kısakürek, Aynadaki Yalan, 23. § "Bedenin dans içindeki plastik değerini hiçe sayan, salt meydan okuyan, tehlikeli, gözü dönmüş motifler sık sık yineleniyordu." -Buket Uzuner, Şairler Şehri, 130. 2. Bir eserde sık sık tekrarlanan süsleyici öge: § "… yaşadığı orTamdan çıkışımın tek ana motifi…" -Adalet Ağaoğlu, Göç Temizliği, 54. § "Bir leit-motif gibi bu rüyaları dolaşıyordu." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 41. § "‘Mey' ve ‘canan' motiflerinde ise bir Sardanapal sefahatinin kabalığını taşıdığı bence inkâr kabul etmez bir gerçekti." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları, 117. 3. Bestenin bir parçasına çeşitli yönlerden birlik sağlayan belirleyici küçük birim: § "Barın bir köşesinde kırmızı bir ışık yandı ve piyanoda evvela süratli bir gam, sonra Beethoven'in sanatlarından birini andıran serseri motifler dolaştı." -Peyami Safa, Yalnızız, 13.