denklem is. mat. 1. İçinde yer alan bazı niceliklere ancak uygun bir değer verildiği zaman sağlanabilen eşitlik, muadele:
"Bir denklemde küçük bir eksi artı yanlışı altüst eder eşitliği." -N. Cumalı. 2.
kim. Bir yanında olaya giren çeşitli maddelerin formülleri, öteki yanında da tepkime sonucu oluşan yeni maddelerin formülleri bulunan eşitlik.
eşitlik is. 1. İki veya daha çok şeyin eşit olması durumu, denklik, müsavat, muadelet:
"Böyle bir eşitlik, ehliyeti olan herkesin en yüksek makamlara çıkabilmesi demek." -C. Meriç. 2. Kanunlar yönünden insanlar arasında ayrım bulunmaması durumu. 3.
top. b. Bedensel, ruhsal başkalıkları ne olursa olsun, insanlar arasında toplumsal ve siyasi haklar yönünden ayrım bulunmaması durumu:
"Bunlar, eşitlikten yana olduklarını söyleseler de yaptıkları işler hep kendi ipliklerini boyamaya dayanır." -S. Birsel.