Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

aş ne demek?

 - 5 sözlük, 18 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

aş anlamı
kenet
aş anlamı
yemek, aş

Güncel Türkçe Sözlük

aş anlamı
is. Yemek.

Tarama Sözlüğü

aş anlamı
Yemek, çorba, yiyecek şey.

Türkçe - İngilizce

aş anlamı
isim
1) ace
2) ermine
3) stoat
sıfat
1) ace
2) crack

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

aş anlamı
1. Bulgur pilâvı. 2. Pirinç pilâvı. 3. Bulgurdan yapılan sulu pilâv. 4. Çorba. 5. Nişasta, şeker ve su ile yapılan bir çeşit tatlı. 6. Tarhana. 7. Buğday unundan yapılan erişte: Bugün bizde misafir vardı ona aş kestim. 8. Fırınlanmış mısır kırıklarından yapılan bir çeşit yemek. 9. Zeytin tanesinin mengenede sıkıldıktan sonra kalan posası.
aş anlamı
Aşı: Dün okullarda aş yapmışlar.

-Samsun

aş anlamı
Çift sürerken öküzlere sesleniş şekli.

Uğurlu *Ermenek -Konya

aş anlamı
Aç: Garnın aş mı ôlum?

Dereçine *Sultandağı Afyon
Yozgat

aş anlamı
Aş, yemek

Diyarbakır

aş anlamı
< ET aş: Yemek. "Tarhana aşi."
aş anlamı
Ağaç (bakınız» )
aş anlamı
Çorba

Erzurum

aş anlamı
< ET aş: yemek; özellikle çorba. || aş vermek: yemek ziyafeti çekmek || aş yerimek: aş Ermek bakınız» ayrıca yeriyhlenmek || düğün aşi: düğün ziyafeti || öli aşi: ölümünün kırkıncı Günü, ölen kimsenin hayrına, yoksullara ve eşe dosta verilen yemek ziyafeti. || öli Gözünden yaş, imam evünden aş çıhmaz. (din ve ilim adamlarının cimriliği hakkında Söylenir.)
aş anlamı
Ağaç

Doğu Trakya

aş anlamı
Aşı

-Samsun

aş anlamı
Yemek

Çüngüş, Çermik Diyarbakır

aş anlamı
Aç, tok değil

Uşak

aş eş anlamlısı

yemek
(I) is. 1. Yemek yeme, karın doyurma işi: "Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni." -N. Cumalı. 2. Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam. 3. Günün belli saatlerinde yenilen besin: "Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir şey yenmez." -H. Taner. 4. Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama: "Pek protokolcü olduğu için yemek sessiz geçiyordu." -F. R. Atay.
yemek
(II) (-i) 1. Ağızda çiğneyerek yutmak: "Adam o kadar çabuk yiyor ki hizmetçi ekmek yetiştiremiyor." -B. Felek. 2. Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek: "Necla onun böyle kendinden geçercesine çalıştığını gördükçe üzüntüden tırnaklarını yiyor." -H. Taner. 3. Isırmak: Sivrisinekler çocuğun kollarını yemiş. 4. Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak. 5. Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak: "Kendini topladı ama fena yerinden gagayı yedi sanırım..." -M. Ş. Esendal. 6. (nsz) Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek: Haram yemek. Rüşvet yemek. 7. Harcamak, tüketmek, bitirmek: "Mirası sen yedin, zahmeti ben çekiyorum, diye latife ediyordu." -M. Ş. Esendal. 8. Yasal yoldan cezalandırılmak. 9. Birine alacağını vermemek, ödememek: Bu adam benim yüz bin liramı yedi. 10. Başkasının parasını harcamak: Dalkavuklar çok parasını yemişler. 11. (nsz) Harcanmak, kullanılmak, sarf edilmek: Yapımına başlanan bu yapı günde 5 ton çimento yiyor. 12. Sürekli üzmek, tedirgin etmek: Bu dert beni yiyor. 13. mec. Gücünü kırmak, perişan etmek, mahvetmek.

"aş" için örnek kullanımlar

G.Saray Sportif 'den yapılan yeni açıklamaya göre sermaye artırımı yapılacak.
Galatasaray Sports Inc. 'according to a statement issued from the new to the capital increase.
Kaynak: sporx.com
'Yerinde iş, yerinde ' benim önerdiğim bir modeldi.
'Job-site, on-site as' a model that I have proposed.
Kaynak: ensonhaber.com
F.Bahçe 'de bir transfer daha.
F. Garden Inc. 'to a transfer.
Kaynak: haberdar.com
Havelsan Genel Müdürlüğü'nde gerçekleşen protokol imza törenine Türksat Genel Müdürü Dr.
Turksat AS protocol signing ceremony took place at General Directorate of Havelsan Inc. General Manager Dr.
Kaynak: ekonomi.haber7.com

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.