kılavuz is. 1. Yol gösteren, tarihî ve turistik yerleri gezerken bilgi aktaran kimse, rehber:
"Mum tutan kılavuzların arkasından içeri girdik." -F. R. Atay. 2. Herhangi bir alanda ve konuda bilgi veren, yol yöntem gösteren kitap vb:
Öğrenci kılavuzu. 3. Evlenecek olan erkek veya kadına eş bulan kimse. 4.
mec. Ruhsal ve zihinsel bakımdan yol gösteren, ışık tutan kimse:
Kılavuzumuz Atatürk'tür. 5.
den. Kılavuz gemisi. 6.
den. Kılavuz kaptan:
İstanbul Boğazı'ndan kılavuz almadan geçmek yasaktır. 7.
sin. Makaradaki filmlerin başında ve sonunda yer alan, filmin alıcı, yıkama aracı, basım aracı, gösterici vb. araçlara takılıp çıkarılmasında kolaylık sağlayan, asıl film için pay bırakan çeşitli renklerde film parçası. 8.
tek. Somun veya boru içine yiv açmakta kullanılan araç. 9.
tek. Dar ve uzun bir yerden tel, kablo gibi bükülebilen bir şey geçirilirken bunların ucuna bağlandığı sert nesne.