okumak (-i) 1. Yazıya geçirilmiş bir metne bakarak bunu sessizce çözümleyip anlamak veya aynı zamanda seslere çevirmek:
"Bana umutsuz bir sesle son raporları okudu." -F. R. Atay. 2.
(nsz) Yazılmış bir metnin iletmek istediği şeyleri öğrenmek:
"Gazete bile okumak istemiyorum." -B. Felek. 3.
(nsz) Bir konuyu öğrenmek için okulda, bir öğretmenin yanında veya yazılı şeyler üzerinde çalışmak, öğrenim görmek:
"Çabuk dil öğrenmedi, okumak istemedi." -H. E. Adıvar. 4.
(nsz) Şarkı, türkü, şiir vb.ni sesli olarak veya ezgi ile söylemek:
"Salon boşalmaya başladı, biz şiirler okuyup dinliyoruz." -R. H. Karay. 5.
(nsz) Bir şeyin anlamını çözmek:
Şifre okumak. 6. Hastalığı iyi edeceğini ileri sürerek okuyup üflemek, üfürükçülük etmek. 7.
mec. Bazı belirtilerle bir anlamı, gizli bir duyguyu anlamak, kavramak:
"Yüzünü benden saklıyor. Niçin? Çehresinde, melalinde aşkının matemini okumayayım, diye mi?" -Ö. Seyfettin. 8.
(nsz) argo Sövmek, küfretmek. 9.
hlk. Bir yere çağırmak, davet etmek, okuntu göndermek.