müvesvis anlamı sf. esk. İşkilli, kuruntulu, vesveseli.
müvesvis eş anlamlısı
işkilli sf. İşkil içinde bulunan, kuşkulu, kuruntucu, vesveseli, müvesvis: "Biraz işkilli olmayan bir adamı, düştüğü yanlışlıktan kurtarmak kolay değildir." -M. Ş. Esendal.
kuruntulu sf. Kuruntusu olan (kimse), evhamlı, mütevehhim: "Karısı Tevfik'ten daha kuruntulu, hırçınlıktan kurumuş bir kadın." -M. Ş. Esendal.
vesveseli sf. Kuruntulu: "... vesveseli ve daima uyanık olan zekâsı böyle bir gaflete düşmesine asla müsait değildir." -Y. K. Karaosmanoğlu.