müzakere ne demek?
- 2 sözlük, 2 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
müzakere anlamı
is. (müza:kere) 1. Bir konuyla ilgili fikir alışverişinde bulunma, oylaşma: "Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davete ve onlarla müzakere ve münakaşaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim." -Atatürk. 2. Sözlü sınav. 3. Etüt, mütalaa.
is. (müza:kere) 1. Bir konuyla ilgili fikir alışverişinde bulunma, oylaşma: "Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davete ve onlarla müzakere ve münakaşaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim." -Atatürk. 2. Sözlü sınav. 3. Etüt, mütalaa.
Türkçe - İngilizce
müzakere anlamı
isim
1) negotiation
2) discussion
3) debate
4) powwow
isim
1) negotiation
2) discussion
3) debate
4) powwow
müzakere eş anlamlısı
etüt
is. 1. Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma. 2. Ön çalışma. 3. Belli bir konuyu inceleyen, araştıran eser veya yazı: "1848'de bir İslav mecmuasında çıkan uzun bir etüt yazısı bir isyanın eseridir." -F. R. Atay. 4. Öğrencilerin, bir belletmenin gözetimi, denetimi altında ders çalışmalarına ayrılan zaman, mütalaa, müzakere: "Dersleri yarım kulak dinliyor, etütlerde uzun uzun mektuplar yazıyordu." -Ç. Altan.
is. 1. Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma. 2. Ön çalışma. 3. Belli bir konuyu inceleyen, araştıran eser veya yazı: "1848'de bir İslav mecmuasında çıkan uzun bir etüt yazısı bir isyanın eseridir." -F. R. Atay. 4. Öğrencilerin, bir belletmenin gözetimi, denetimi altında ders çalışmalarına ayrılan zaman, mütalaa, müzakere: "Dersleri yarım kulak dinliyor, etütlerde uzun uzun mektuplar yazıyordu." -Ç. Altan.
mütalaa
is. (müta:laa, l ince okunur) esk. 1. Okumaya, ders çalışmaya ayrılan zaman, etüt: "Mütalaada önüne biyoloji kitabını açmış, iki satır okuyor, beş satır dalga geçiyordu." -Ç. Altan. 2. İrdeleme, müzakere, görüş: "Kolordu kumandanlarının fikir ve mütalaalarını bilmek, bence pek faydalı idi." -Atatürk. 3. Düşünce.
is. (müta:laa, l ince okunur) esk. 1. Okumaya, ders çalışmaya ayrılan zaman, etüt: "Mütalaada önüne biyoloji kitabını açmış, iki satır okuyor, beş satır dalga geçiyordu." -Ç. Altan. 2. İrdeleme, müzakere, görüş: "Kolordu kumandanlarının fikir ve mütalaalarını bilmek, bence pek faydalı idi." -Atatürk. 3. Düşünce.
oylaşma
is. Müzakere.
is. Müzakere.
"müzakere" için örnek kullanımlar
Sosyal bir ortamda buluşalım ve müzakere masasını da konuşalım dedim.
Let's meet and talk to the negotiating table in a social environment I said.
Kaynak: kibrispostasi.com5+1 ülkeleriyle İran salı günü Kazakistan'da müzakere masasına oturacak.
5 +1 countries, Iran, Kazakhstan, on Tuesday, to sit at the negotiating table.
Kaynak: hurriyet.com.trO hususları karşılıklı müzakere ve anlayış içinde çözülmesi gerekir.
Negotiation and mutual understanding of the issues that must be resolved within.
Kaynak: focushaber.comİki şirketin geçen Ağustos ayından beri müzakere halinde olduğu bildiriliyor.
Two of the company is reportedly in talks since last August.
Kaynak: bbc.co.ukAhmed Resmî Efendi, Küçük Kaynarca Anlaşması 'nın müzakere ve imzasında Osmanlı Devleti heyetine reislik gibi kadersiz bir vazife ile
Kaynak: Ahmed Resmî Efendi
Kaynak: Ahmed Resmî Efendi
5-16 Ekim 1925 tarihleri arasında İsviçre 'nin Locarno kentinde müzakere edilen ve 1 Aralık 1925'te Londra 'da imzalanan antlaşma.
Kaynak: Locarno Antlaşması
Kaynak: Locarno Antlaşması
Türkiye-Afganistan Antlaşması, 1 Mart 1921 tarihinde müzakere için Moskova'da bulunan Türk heyeti ile yeni kazanmış bulunan Afganistan
Kaynak: Türkiye-Afganistan Antlaşması
Kaynak: Türkiye-Afganistan Antlaşması
Uluslararası Lojistik, milletler, bu milletlere mensup kuvvetler ve makamlar arasında destekleyici lojistik anlaşmalarının müzakere
Kaynak: Uluslararası Lojistik
Kaynak: Uluslararası Lojistik
alay sivil toplum grupları , gelişmekte olan ülkeleri ve genel kamuoyu anlaşmanın müzakere süreci ve olarak bu tarif var politikası aklama.
Kaynak: Anti-Counterfeiting Trade Agreement
Kaynak: Anti-Counterfeiting Trade Agreement
önerilerini müzakere etmesini ve sunulan çözüm önerilerinden birisinde anlaşmalarını hedefleyen bir "Alternatif uyuşmazlık çözümü " yöntemidir.
Kaynak: Uzlaşma
Kaynak: Uzlaşma
antlaşmasıdır. 18 Ocak 1919 'da başlayan Paris Barış Konferansı 'nda müzakere edilmiş, 7 Mayıs 1919 'da son metin Almanlara deklare
Kaynak: Versay Barış Antlaşması
Kaynak: Versay Barış Antlaşması
AGİT'in görevi doğu ve batı arasında çok taraflı bir müzakere ve diyalog forumu olarak belirlenmiştir. 1975 'den 1990'a kadar AGİT, yeni
Kaynak: Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı
Kaynak: Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı
Cami en az cuma namazlarındaki zorunlu toplanma yeri olması yanında bir forum ve ilim, tören ve müzakere merkeziydi. Külliye bu merkezi
Kaynak: Külliye
Kaynak: Külliye
"kokus" okunur), özellikle ABD ve Kanada 'da da bir siyasi partinin üyeleri veya bir siyasi hareketin destekçilerinin müzakere toplantısıdır.
Kaynak: Caucus
Kaynak: Caucus
Mesleği, çatışma çözümü ve müzakere uzmanlığı olan Miyazaki, Yardımlaşma ve Kurtarma Derneği, Japonya şubesinin (Association for Aid and
Kaynak: Atsushi Miyazaki
Kaynak: Atsushi Miyazaki
II. Dünya Savaşı öncesi koşullar çerçevesinde müzakere edilen 4 Ocak 1932 Tarihli Türk - İtalyan Sözleşmesi ile bölgenin güneyinde
Kaynak: Kardak
Kaynak: Kardak
Amerikan nükleer füzelerinin İngiltere'de konumlandırılması böylece ülkesinin nükleer caydırıcılık kazanması için ABD ile müzakere yaptı.
Kaynak: Harold Macmillan
Kaynak: Harold Macmillan
(mini-trial), tahkim-arabuluculuk (med-arb), sulh (compromise), müzakere (negotiation) gibi çoğunluğu iyi bilinen ADR yolları
Kaynak: Alternatif uyuşmazlık çözümü
Kaynak: Alternatif uyuşmazlık çözümü
IPsec da oturumu sırasında kullanılmak üzere ajanları arasında oturum ve şifreleme anahtarlarının müzakere başında karşılıklı doğrulama
Kaynak: IPsec
Kaynak: IPsec
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
