Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

not ne demek?

 - 5 sözlük, 5 sonuç.

BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü

not anlamı İng. mark, degree Fr. note
Okullarda öğretmenlerce her öğrencinin başarısı üzerinde edinilen kanıyı, varılan yargıyı gösteren değer.

Güncel Türkçe Sözlük

not anlamı
is. 1. Bir şeyi hatırlamak için yazılan kısa yazı: "Kitaplardan birinin kenarına bir not yazmışsın." -R. N. Güntekin. 2. Okullarda öğrencinin dersle ilgili bilgi ve beceri düzeyini göstermek üzere öğretmenlerce verilen sayı, derece. 3. mec. Bir şeyin niteliği üzerine edinilen kanı.

İngilizce - Türkçe

not anlamı
1) değil
2) yok

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü

not anlamı Fr.note
1. Bir şeyi hatırlamak için yazılan kısa yazı: § " Ömür boyu biriktirilmiş-benim kendi tarihimin Arşivi oranında biriktirilmiş-kitaplar, dergiler, notlar, dosyalar, bir gün gerekebilir düşüncesiyle alıkonulmuş gazete kesiklerinin ortaya getirdiği şu karmaşanın altından nasıl kalkacağımı, göç temizliğine hangisinden başlayacağımı bilememekteyim…" -Adalet Ağaoğlu, Göç Temizliği, 28. § "Belediye reisi bunu yardımcısına not ettirdi." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri ayarlama Enstitüsü, 231. § "Öyle ki ben, onun konuşmasını ara sıra da not eder biri olmaktan çıkmıştım." -Ruşen Eşref Ünaydın, Röportajlar II, 66. § "Umumi Kütüphane'ye giderek kitaplarla da uğraşıyorum; çünki yazdığım şeyler için not almak lazım." -Ziya Gökalp, Ziya Gökalp'ın Mektupları, 504. § "Sol elinin açık işaretinin yardım ettiği, o Yarım notlardan yapılmıştır." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Sahnenin Dışındakiler, 77. § "Bu dikkatlerin ve bu notların sonraları insanları daha iyi anlamak için bana çok faydaları olmuştur." -Peyami Safa, Yalnızız, 158. § "Ben de notlarıma bakarak birinci sualin bu kadar uzun sürmesinden diğerlerine acaba vakit bulabilecek mive bu cevapları bir nüshaya sığdırabilen mecmua bulunacak mı, diye düşünüyordum." -Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar Ki, 92. § "Hatta o faydalı kitapta şöyle bir not var…" -Ahmet Rasim, Ramazan Sohbetleri, 57. § "Eğer Selma Hanım olmasaydı bu gün de alamayacaktım bu notları." -Necip Fazıl Kısakürek, Bir Adam Yaratmak, 16. § "Mektubun üst köşesindeki nottan da anlayacağınız gibi size bu satırları derin bir hayal kırıklığıyla çetin şartlar altında Gelibolu'dan yazıyorum." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 85. § "Üsküplü Salih Asım'ın notlarında da, 15 kadar tekkenin faaliyette olduğu anlaşılıyor." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 92. 2. Okullarda her öğrencinin bilgisi üzerine edinilen kanıyı gösteren sayı veya derece, numara: § "Derisi hırpalanmamış olsa narin burnu ve onu gizli bir ahenkle takip eden ince dudakları küçük bir güzellik notu alabilirdi." -Peyami Safa, Yalnızız, 6. 3. mec. Bir şeyin niteliği üzerine edinilen kanı. 4. Müzikte nota: § ".. bir melodiye refakat eden saksafondaki ateşli, sabırsız notlarla âdeta haykırıyordu." -Reşat Nuri Güntekin, Eski Hastalık, 162.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

not anlamı
Nohut

Doğu Trakya

not eş anlamlısı

derece
is. 1. Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe: "Hukuk tahsilini Paris'te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı." -Ö. Seyfettin. 2. e. Denli, kadar: "Beyoğlu'nda bu derece itibar görmemişti." -E. E. Talu. 3. fiz. Ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilmiş bulunan başlıca bölümlerden her biri: Sıcakölçerin dereceleri. 4. fiz. Sıcaklıkölçer: "Hastaların ateşini ölçen aletle, dereceyle ancak asker ocağında karşılaşabilirdi." -N. Hikmet. 5. kim. Bir çözeltinin yoğunluğunu ölçmede kullanılan birim. 6. mat. Bir çemberin üç yüz altmışta birine eşit olan açı birimi: Dik açılar doksan derecedir. 7. sp. Başarı gösterme.

"not" için örnek kullanımlar

Yıldırım, muhtarların sorunlarını dinlerken tek tek not aldı.
Lightning, one by one took note of listening to the problems of village headmen.
Kaynak: yeniasir.com.tr
Bilmediklerimizi de not alıp gereğini yapacağız.
Bilmediklerimizi will need to take note of.
Kaynak: haberler.com

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.